Ona yeterince iyi olduğunu söyledim ki gerçekten de öyle ama onu yüzüstü bıraktım çünkü Sheila'yı zorlayamadım işin gerçeği bu. | Open Subtitles | لقد قلت لها بأنها جيدة بما فيه الكفاية و هي كذلك لكني خذلتها لأنني لم أستطع اقناع شيلا و هي الحقيقة |
Birbirimize arka çıkmamız lazımdı ama ben onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | كان يُفترض أن نعتني ببعضنا البعض، لكنني خذلتها |
Çünkü bana ihtiyacı varken onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | لأنني خذلتها عندما كانت بحاجة لي |
Ben de onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | وعندها لقد خذلته |
- Bu konuda onu yüzüstü bıraktım. - Nasıl yüzüstü bıraktınız? | Open Subtitles | وخذلته في هذا- كيف خذلته ؟ |
Bana güveniyordu ve ben onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}.كانت تعوّل عليّ، وخذلتها |
onu yüzüstü bıraktım, Virgil. Ona ihanet ettim. | Open Subtitles | لقد خذلتها,يا فيرجيل,لقد خنتها |
Doğru. onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | هذا صحيح لقد خذلتها |
onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | أعلم انني خذلتها. |
Benim hatammış gibi hissediyorum, onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | أشعر أنها غلطتي لقد خذلتها |
Benim de kızımdı ve onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | -كانت ابنتي وقد خذلتها |
onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | لقد خذلتها |
onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | لقد خذلتها |
- Bana güvendi ama onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | - وثق بي وأنا خذلته |
Ben onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | اننى خذلته |
Çünkü ben onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | لأننى خذلته |
Ben onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | اننى خذلته |
Çünkü ben onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | لأننى خذلته |
onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | لقد خذلته |
- Tuttum onu yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | وخذلتها |