Magua'nın karısı onun öldüğünü sandı ve başka birine kaçtı. | Open Subtitles | زوجة ماجوا اعتقدت أنه مات وأصبحت زوجة رجل آخر |
Bazı elemanlar onun öldüğünü söyledi fakat hiç kayıtlara geçmedi. | Open Subtitles | البعض قالوا أنه مات في فيتنام... ... لكنه لم يدوم |
onun öldüğünü ve onu kurtaramayacağını anladığın zaman nasıl hissettin? | Open Subtitles | بمَ فكرت بمجرد أن علمت أنه ميت ولا سبيل لإنقاذه؟ |
Gina, nasıl tepki verdiklerini görmek için insanları arayıp onun öldüğünü söylememi istedi. | Open Subtitles | جينا جعلتني أتصل على الناس وأخبرهم أنها ماتت لترى كيف كانت ردة فعلهم |
Koca gün onun öldüğünü bana söylemedin. | Open Subtitles | طوال هذا اليوم لم تقولي أنّه مات. |
Franks de onun öldüğünü söyleyerek bunun üzerini örtmeye çalıştı. | Open Subtitles | و فرانكس حاول التغطية على ذلك بقوله انه مات |
Şu kız var ya, krala onun öldüğünü söylediler... | Open Subtitles | هذه الفتاة، لقد أخبروا الملك بأنّها كانت ميتة |
Amerika'dan döndüğümde onun öldüğünü öğrendim. | Open Subtitles | أكتشفت أنه مات بعد عودتي من الولايات المتحدة |
Onu gördüğüm anda, onun öldüğünü bilmek birden tanıdık geldi. | Open Subtitles | كانت كما لو أنه مات للأبد في اللحظة التي رأيته .. معرفة أنه ميت |
Sonra onun öldüğünü duydun. Polise söyler miydin? | Open Subtitles | ثم سمعت أنه مات فهل ستخبرين الشرطه ؟ |
Geçen yıl da hiç uyumadım, sürekli omzumun üstünden etrafa bakardım, ve onun onun öldüğünü bilene kadar da böyle devam edecek. | Open Subtitles | لم أغفل طوال العام الماضي، دائمًا أتلّفت خائفة، وهذا لن... ينتهي أبدًا حتى أتأكّد أنه مات. |
Bütün bu zaman, onun öldüğünü düşündüm çünkü ruhuna bakıyordum, fakat-- | Open Subtitles | انظر هناك شبح يتحكم بجسده كل ذلك الوقت كنت أظن أنه ميت لأنني كنت أنظر لروح ولكن |
Tam olarak bilmiyorum. Sadece annem ile benim için insanların onun öldüğünü bilmesinin daha güvenli olacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد قال فحسب أن ذلك شأنه أن نكون أنا وأمي فى أمان لو ظن الناس أنه ميت. |
Gina, nasıl tepki verdiklerini görmek için insanları arayıp onun öldüğünü söylememi istedi. | Open Subtitles | جينا جعلتني أتصل على الناس وأخبرهم أنها ماتت لترى كيف كانت ردة فعلهم |
onun öldüğünü düşündüler. Senin yüzünden cinayet zanlısı oldum. | Open Subtitles | -لقد ظنوا أنها ماتت ، وكنت مشتبهاً بقتلها ، وهذا بسببك |
Nanitlerin onun öldüğünü sanmaları lazım. | Open Subtitles | يجب أن تعتقد النانويتس أنّه مات |
Saldırıya uğradık, onun öldüğünü sandık. | Open Subtitles | الليله التى هاجمونا اعتقدنا انه مات |
Bi kez onun öldüğünü düşündüğümde söylemiştim, ama düşük kan şekerinden dolayı bayılmıştı. | Open Subtitles | قلت ذلك مرة واحدة عندما اعتقدت أنها كانت ميتة , لكنها كانت مجرد مرت بها من انخفاض نسبة السكر في الدم. |
Herkes onun öldüğünü söylüyor, yargıç, bu işi sonlandırmaya hazırlar, ...unutmayalım ki, nefes alıyorsa umut var demektir, ...ve Tanrı da isterse yaşama geri dönebilir. | Open Subtitles | كل البشر قالوا انه ميت ايها الملك وهو جاهزون لجعل ذلك فعلياً ولكننا نعرف حيث المشيئه يوجد دائماً طريق |
İşte zaten bu yüzden onun öldüğünü söylemiştim. | Open Subtitles | ولتجنّب هذه المحادثة، أخبرتكِ أنه قد مات |
onun öldüğünü sandığınızdan beri. | Open Subtitles | منذ أن إعتقدت أنه كان ميت |
Bulacakmış gibi görünmüyorlar. Bu onun öldüğünü akla getirir. | Open Subtitles | أتمنى ألا يكون هؤلاء هم من يبحثون عنها لأن ذلك يعني أنها ميتة |
onun öldüğünü görmeden bir yere gitmem. Yürü. | Open Subtitles | لن أغادر حتى يُمسي ميّتاً اذهب |
Sonra onun öldüğünü duydum. | Open Subtitles | الشيء التالي الذي سمعته، إنّه مات. |
Adam ünlü olmayı seviyor. Herkes onun öldüğünü düşünüyor. | Open Subtitles | الرجل يحبّ أن يكون شهيراً الجميع يعتقد أنّه قد مات |
Son üç yılımı onun öldüğünü düşünerek buna inanarak geçirdim. | Open Subtitles | قضيتُ الأعوام الثلاثة المنصرمة ظانّةً... معتقدةً أنّه ميت |
Ama benim onun ölmediğini bildiğimi bilmiyor. Benim de onun öldüğünü düşündüğümü sanıyor. | Open Subtitles | لكنّه لا يعرف بأنّني أعرف أنّه على قيد الحياة، هو يظنُّ أنّني أظنُّ أنّه ميّت |