Bu kulaklıklar için söylenebilecek cezbedici hiç bir şey bulamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التفكير بأي شئ شيق لقوله حيال السماعات |
Başka söylenebilecek bir şey var mı, bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أدري حقاً مايوجد غير ذلك لقوله |
söylenebilecek en kötü şey bu. | Open Subtitles | هذا شي فضيع لقوله |
Van Meegren hakkında söylenebilecek çok şey var ama şimdi ben buradaki fotoğrafta Nürenberg'teki sorgulanması gösterilen Göring'e dönmek istiyorum. | TED | وهناك الكثير ليقال عن "هان فان ميجيرين" ولكني أريد العودة إلى "هيرمان غورينغ" والذي يظهر في الصوة هنا أثناء التحقيق |
Bu soruyla ilgili söylenebilecek çok şey var. Öncelikle, Web'i çevirmek. | TED | هناك الكثير ليقال حول هذا السؤال . اولا,ترجمة مواقع الانترنت |
Çok şeyler söylenebilecek, iyi bir ilk adım. | Open Subtitles | هناك الكثير الجيد ليُقال عن الخطوة الأولي |
Onunla vakit geçirmeyi seviyorum, söylenebilecek tek şey bu. Haydi koşun. | Open Subtitles | أستلطف صحبتها، وهذا كل شيء ليُقال |
Muhtar İbrahim, sadece kocaya söylenebilecek türden sözler sarfediyordu. | Open Subtitles | ( محافظ ( إبراهيم انها تقول اشياء .. من المفترض ان تقولها لزوجها فقط |
Evet, söylenebilecek çok fazla bir şey yok. | Open Subtitles | ...... ليس هناك الكثير لقوله |
Yola gelmek için söylenebilecek bir şeyler vardır belki. | Open Subtitles | أتعرف، قد يكون شيئًا ليقال .من أجل تهدأ الأعصاب |
Duyguları içe atmakla ilgili söylenebilecek çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير ليقال حول قمع المشاعر. |
Mike sadece birkaç aydır buradayım ve Robert Zane hakkında söylenebilecek birçok şey var. | Open Subtitles | هذا أكيد بهذه الطريقة (مايك) انا هنا فقط لبضعة شهور و هناك العديد من الأشياء التي يمكن ان تقولها عن (روبرت) |