Silah deposu güvende ama Mayan tortilla kamyonu soyulmuş. | Open Subtitles | مستودع الأسلحة آمن, ولكن شاحنة عصابة الماينز المليئة بالتورتياز تم سرقتها |
Silah deposu. Kardeşlerimiz saldırı altında. | Open Subtitles | لقد كان مستودع الأسلحة إخواننا تحت الهجوم الآن |
Silah deposu şaşırtmacaymış. Hapishaneyi kilitleyin. | Open Subtitles | مستودع الأسلحة كان مجرّد إلهاء أحكم إغلاق السجن |
Ya da Silah deposu kurmaya çalışıyor ve bizi tehdit eden, eski İrlanda Cumhuriyet Ordusu teröristleri ile görüşüyordur. | Open Subtitles | او ربما هو سوف يبني ترسانة اسلحة وسوف يقابل ارهابي الجيش الايرلندي السابقين الذين هم تهديد لإمن الولايات المتحدة |
Hastamızın silahı yok. Kendi Silah deposu var. | Open Subtitles | مريضنا لا يملك مسدسا انه يمتلك ترسانة |
Adam, Latif'in ana Silah deposu. | Open Subtitles | أنه رئيس مستودع الأسلحة الخاص بلطيف |
Hedefimiz burası. Silah deposu. | Open Subtitles | هذا هو هدفنا "مستودع الأسلحة" |
Bu Karl-Marx-Stadt yakınlarında ki Sovyet Silah deposu Demir Perde süresince kurulanlardan bir tanesi. | Open Subtitles | مستودع الأسلحة السوفيتيِّة بالقرب من (مدينة (كارل ماركس شتات المركز الرئيسي لحلف الناتو بروكسل هذا مجرد مستودعٍ واحد على (طول (الستار الحديدي |
Tesseract sayesinde bir Silah deposu yapacaktık. | Open Subtitles | أجل، كنا سنبني ترسانة أسلحة باستخدام "التراسوركت". |
Aynı pis bahçe, Silah deposu olacak. | Open Subtitles | . . بنفس ترسانة اسلحته |
...Kuzey Kore'nin nükleer Silah deposu ve testleri için kullanıldığı kanıtlarını reddediyor. | Open Subtitles | "بالتجارب الأخيرة للطاقة النووية" "ويُثبت بأن (كوريا الشمالية) تُنمي ترسانة نووية" |
-Orada bir Silah deposu var. | Open Subtitles | -يوجد ترسانة . |