Venüs'te volkanlar dünyadaki gibi süper ısınmış cehennemler haline geldiler. | Open Subtitles | على الزهرة حوّلَت البراكين العالم الشبيه بالأرض لجحيمٍ بالغ السخونة |
Tüm bu dağları ve bulutları inşa ettikten sonra, şimdi de volkanlar inşa ediyoruz. Çin'de. | TED | لذلك بعد بناء كل هذه الجبال والسحب، الآن نحن نبني هذه البراكين بالعودة إلى الصين. |
Fakat sonra volkanlar bütün Sibirya'yı eritti, neredeyse her şey öldü ve bu üç numaralı kitlesel yok oluştu. | TED | ولكن بعد ذلك، انفجرت البراكين في جميع أنحاء سيبيريا، مات كل شيء تقريباً وكان هذا الانقراض الجماعي الثالث. |
Diğer dünyalarda bulunan volkanlar hiç bir şekilde erimiş kaya kullanmazlar. | Open Subtitles | هناك براكين في عوالم أخرى لا تستخدم الصخور المذابة على الإطلاق |
Kırmızılar volkanlar ve dağlar, mavi kısımlar ise eğer buz tabakası kaldırılsaydı açıkdeniz olurdu. | TED | المناطق الحمراء هي براكين أو جبال؛ وتلك الزرقاء ستكون عبارة عن بحر مفتوح إذا أزيلت الصفيحة الجليدية. |
volkanlar önemli çünkü, volkanlar atmosferi ve okyanusları oluşturuyorlar. | TED | إن البراكين مهمةٌ .. لان البراكين هي التي تولد الأجواء .. وهي التي تصنع المحيطات |
Chad'in kuzeyine vardığımda, farklı tipte bir volkanlar gördüm. | TED | عندما وصلت إلى شمال تشاد، وجدت نوعاً مختلفاً من البراكين. |
Birşey yok burada sadece volkanlar. Anlaşıldı. | Open Subtitles | مرحبا، قاعدة واحد ليس هناك شيء هنا سوي البراكين |
Ben yarışanlara bakacağım. volkanlar hakkında birşeyler öğrenmeye çalışın. | Open Subtitles | سأتفحص المسابقة وحاولي تعليمهم شيئاً عن البراكين |
volkanlar, dünyamızı mütemâdiyen şekillendiren küresel bir sistemin parçasıdır. | Open Subtitles | البراكين جزءاً من النظام العالمي يغيرون عالمنا بإستمرار. |
Sonuç olarak volkanlar, genç gezegenimizin yüzeyini ısı, su ve etkili bir kimyasallar kokteyliyle donattı. | Open Subtitles | في الأساس، أمدّت البراكين سطح كوكبنا الشاب بالدفء، الماء وخليطٌ واسع من المواد الكيميائية، |
Buzun gezegenin tamamını örtmesine rağmen volkanlar, kalın buz örtüsünü yırtarak patlamaya devam etti. | Open Subtitles | بالرغم من تغطية الثلج للكوكب بأكمله واصلت البراكين التعرية، تنسف عبر الستار الثلجّي السميك. |
volkanlar patlamaya devam ettikçe atmosferdeki karbondioksit seviyesi durmadan arttı. | Open Subtitles | بينما واصلت البراكين في الثوران، تراكمت مستوياتٌ ثابتة من ثاني أكسيد الكربوت في الغلاف الجوي. |
volkanlar Kartopu Dünya'nın korkunç devrini sona erdirdi. | Open Subtitles | أنهت البراكين فترة الكرة الثلجية الأرضية المريعة |
Batmayla oluşan volkanlar, Dünya'daki en şiddetli volkanlardır. | Open Subtitles | البراكين المُندسّة هي الأكثر عنفاً على الأرض. |
İroniye bakın ki, batmayla oluşan volkanlar gazla dolu oldukları için çok patlayıcı ve yıkıcıdır. | Open Subtitles | والمفارقة أن البراكين المندسّة عالية التفجير والتدمير، لإنها ملئية بالغازات، |
Ben normalde volkanları incelerim. Buzullar da bir bakıma volkanlar gibidir. | Open Subtitles | بالعادة أقوم بدراسة البراكين وبطريقة ما ، الجبال الجليدية كالبراكين |
Bu güzel renkler, erimiş kaya, sülfür ve volkanlar yüzlerce kilometre yükseğe kavrulmuş kül ve sülfür kusuyor. | Open Subtitles | هذه الألوان الجميلة عبارة عن صخور منصهره و كبريت و براكين رماد وكبريت حارق وساخن مقذوف لإرتفاع مئات الكليومترات |
Dünya yeni volkanlar tarafından şekillendirilmeye devam ediliyor. | Open Subtitles | براكين جديدة تواصل رسم معالم المناظر الطبيعية |
Hatta, Titan kadar soğuk bir dünyada bile volkanlar ısıya ihtiyaç duyarlar. | Open Subtitles | حتى بالنسبة للبراكين في عالم بارد مثل "تيتان" فنحتاج للحرارة |
Okyanusun tabanının biçimlenmesiyle oluşmuş anakara üzerindeki yırtıklardan hiç durmaksızın lavlar yüzeye çıkar ve yeni volkanlar oluşur. | Open Subtitles | حمم مستجدة تطفو باستمرار. وبراكين حديثة العهد تثور. |