"أتعلم" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bilirsin
        
    • Aslında
        
    • Bak
        
    • biliyor muydun
        
    • ne
        
    • var
        
    • anlıyor musun
        
    • bir
        
    • Baksana
        
    • bilir
        
    • öğrenmem
        
    • diyeceğim
        
    • öğrenmek
        
    • öğrenmeye
        
    • öğreniyorum
        
    Bana kızdığını biliyorum ama Bilirsin "O gittiğinde güneş bile solar." Tamam mı? Open Subtitles أعلم بأنك غاضب مني ولكن أتعلم لاوجود لشروق الشمس عندما ذهبت حسنا ؟
    Dinle, sana gerçekten şu 1500 konusunda yardım etmek isterdim ama, Bilirsin işte, şu anda durumum pek iyi değil. Open Subtitles اسمع , أنا حقا أود مساعدتك فى موضع الـ 1500 دولار ولكن أتعلم انك اتصلت بى فى وقت سيئ الآن
    Aslında, bu sabah bazı araştırmalar yaptım,biraz nabız yokladım. Sırf meraktan işte. Open Subtitles انا اقوم ببعض التحقيقات , أتعلم اضع المشاعر بعيداْ و أستغل الفضول
    Bak, mesele şu usullerin senin düşündüğün kadar düzgün değil. Open Subtitles أتعلم أن أدائك ليس بالشيء الخالي من العيوب كما تظن؟
    Takip eden kişilerin,Aslında takip ettikleri kişilerle.... ...bir ilişki yaşadıklarını sandıklarını biliyor muydun? Open Subtitles أتعلم أن معظم المتربصين يعتقدون حقاً بأنهم على علاقة مع الشخص الذي يتربصونه؟
    Ayrımcılığın ne olduğunu gün geçtikçe daha fazla öğreniyordum ve aynı derecede önemli olan, kendi avukatım olmam gerektiğini öğreniyordum. TED كنت أتعلم أكثر وأكثر عن معنى التمييز، وبنفس المقدار من الأهمية، كنت أتعلم أنني بحاجة إلى أن أكون مُدافعي الخاص.
    Şey, Bilirsin, şu an en önemli şeyin sağlığınız olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles حسناً ، أتعلم ، أعتقد أن الشيء الأهم الآن هو صحتكم
    Bilirsin, senin nasıl biri olduğunu anlamaya çalışıyorum gerçekten böyle misin, ya da yalnızca diğerlerine öyleymiş gibi mi gözükmeye çalışıyorsun? Open Subtitles أتعلم ؟ ، أنا أحاول أن أكتشف إذا كانت هذه هي شخصيتك الحقيقية، أو فقط التي تريد أن يراك بها الآخرون.
    Hayır, bu yıl biraz zor geçti, biraz şey olduktan sonra, Bilirsin hayatında özel biri yokken, değil mi? Open Subtitles لا ، لأنّها مرّت بسنين عصيبة ، حتى آل إلىحياتهاشيءًبسيطاً،أتعلم .. أيّ شيء مُميز بحياتها ، صحيح؟ أعني، أتعلم..
    İş görüşmesinde, asker cenazesinde falan da olur ya da ne düşünüyorum, hey, Bilirsin bir gün şehir meclisine üye olmak isteyebilirsin. Open Subtitles أو ربما مقابلة عمل أو مأتم عسكري أو كنتُ أفكر أتعلم إن أردت أن تصبح نائباً في مجلس البلدية في يوم ما
    Ama Bilirsin, gerçek silahlar ortaya çıktığında, ...düşünmeye zamanın olmayack. Open Subtitles لكن أتعلم عندما تظهر الاسلحة الحقيقية لا يوجد وقت للتفكير
    Aslında bu kutuyu nasıl patlattığına dair bir teorim vardı. Open Subtitles أتعلم أني عرفت كل النظرية عن ترتيبك لهذا الصندوق ؟
    Tamam. Burada olmak güzel bir his Aslında, biliyor musun? Open Subtitles حسنا ، الخروج إلى هنا له شعور جيد أتعلم ؟
    - Siz soytarıların ne işi var burada? Yeni çocuk, ona Bak! Open Subtitles ـ حسنا ً ـ أتعلم ما الذى تفعله , يا بنى ؟
    Bak, metalde gerekli incelemeleri yaptım ve sıradışı bir kalıntıya rastlamadım. Open Subtitles أتعلم, أختبرتذلكَالمعدن، و لا يوجد آثار لبقايا غير إعتيادية على سطحهِ.
    Mr. T'nin hep bir Broadway dansçısı olmak istediğini biliyor muydun? Open Subtitles أتعلم أن سيد تي لطالما أراد أن يكون راقصاً في برودواي؟
    Tamam, Ray. ne zaman kendimi iyi hissettirecek bir şey yapmaya kalksam... Open Subtitles حسنا راي أتعلم لقد حاولت فعل شيئا يجعلني أشعر بتحسن حول نفسي
    Biliyor musun? Psikolojide bu koltuktan kurtulmanın bir yöntemi var. Open Subtitles أتعلم يافرايزر، هناك قاعدة نفسية سليمة للتخلص من هذا الكرسي
    Onu o halde gören sadece oydu. Söylediğimi anlıyor musun? Open Subtitles لقد كان الوحيد الموجود ليرى ذلك أتعلم ماذا أقول ؟
    Hatta öylesine çok seviyorum ki iki yılda bir yeni bir dil öğreniyorum, şu anda da sekizinci dili öğreniyorum. TED في الواقع، إنني أعشق تعلم اللغات حتى أنني أحب تعلم لغة جديدة كل عامين، في الوقت الحالي أتعلم لغتي الثامنة.
    Baksana,belki senin eski odana çeki düzen veririz... bodrumu yeniden düzenlemeye karar verene kadar. Open Subtitles أتعلم ، ربما يمكننا ترتيب غرفتك القديمة طالما انني قررت إعادة بناء القبو
    Mezarlığın ismini biliyorum ama kim bilir kaç tane mezar vardır orada? Open Subtitles أعلم اسم المقبرة ولكنك أتعلم كم قبر في هذه المقبرة؟
    Hastalık bu kadar yakınımdayken, daha fazla şey öğrenmem gerektiğini biliyordum, TED عندما أصيب شخص قريب بالمرض، عرفت أنني أحتاج أن أتعلم أكثر،
    Bakın be diyeceğim, mahkeme salonuyla başlayalım. bir taşla iki kuş. Open Subtitles أتعلم ماذا، دعنا نبقى مع قاعة المحكمة السابعة، طائران بحجر واحد
    Sorun değil. Burada neler olup bittiğini gerçekten öğrenmek isterim. Open Subtitles لا بأس بهذا، أريد حقاً بأن أتعلم بما يجري هنا
    Bu tür yemekler beni kendi yemeğimi pişirmeyi öğrenmeye itti. TED هذا النوع من الطبخ هو ما جعلني أتعلم الطبخ بنفسي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more