"أكسيد النيتريك" - Translation from Arabic to Turkish

    • nitrik
        
    • NO
        
    Ne karbondioksit, ne nitrik oksit, hiç bir tanecikli emisyon yok. Open Subtitles لا ثانى أكسيد الكربون ، لا أكسيد النيتريك لا انبعاثات للجسيمات
    Ve büyük bir heyecanla, araştırma yapmaya başladım, derinin nitrik oksit ürettiğini bulduk. TED وبدأت عمل البحوث، ووجدنا مذهولين، أن الجلد ينتج أكسيد النيتريك.
    Düşündük ki, belki nitrik oksit hücre ölümüne etki ediyordu, hücrenin hayatta kalmasını ve diğer şeylere karşı dayanıklılıklarını. TED كنا نظن ربما أن أكسيد النيتريك ضر الخلايا الميتة ، وكيف الخلايا على تستمر على قيد الحياة، ومقاومتها لأشياء أخرى.
    Yapabileceğiniz şey; verileri çoğaltabilirsiniz, serbest bırakılan bu NO hakkındaki ve deriden kan dolaşıma ne kadar nitrik oksidin geçtiğini hesaplayabilirsiniz. TED لذلك ما يمكنك القيام به هو أنك تستطيع ضرب تلك البيانات في أكسيد النتريك التي يتم إطلاقها ويمكنك حساب كمية أكسيد النيتريك التي ستطلق من الجلد إلى الدورة الدموية.
    Ve, eğer burada Ekvator'daysanız -- bu iki çizgi, kırmızı ve mor. Eğrinin altındaki alan serbest kalan NO miktarı, bu aralıktaki alandadır. TED الآن، إذا كنت على خط الاستواء هنا- هذين الخطين، الخط الأحمر والخط الأرجواني- كمية أكسيد النيتريك التي يتم إطلاقها هي المنطقة تحت المنحنى، أنها المنطقة في هذه المساحة هنا.
    Sanki, insan derisinde nitrik oksit üretimini baskılayamıyorduk. TED ويبدو أننا لم نستطع إيقاف إنتاج أكسيد النيتريك في جلد البشر.
    Enzimlerin çalışmasını engelleyen kremler sürdük, bazı şeyler enjekte ettik. nitrik oksidi durduramıyorduk. TED وضعنا كريمات تمنع الإنزيم الذي تصنعه، قمنا بحقن أشياء. ونحن لم نستطع إيقاف أكسيد النيتريك.
    Üzerinde çalıştığım sinirbilimi projem, nöronal nitrik oksit enzimlerinin hücresel sinyallerle gidişini içeriyor. Open Subtitles مشروع طب الأعصاب الذي أعمل به يتضمن الممر الخلوي المميز لتركيب أكسيد النيتريك العصبي
    Valla, bir yığın nitrik oksit enerji hapı almıştım ama evet, tabi, biraz yağ yakıcı alırım-- neden olmasın? Open Subtitles أنا تناولت للتو شريحة طاقة مصنوعة من أكسيد النيتريك لكن،نعم،سآخذ بعضاً منه،لمَ لا؟
    İnsanları lambanın altında tuttuğumuzda, yazın Edinburgh'daki 30 dakikalık güneş ışığına eşdeğer bir süre elde ettiğimiz, dolaşımdaki nitrik oksitte bir artıştı. TED عندما وضعنا الناس تحت مصباح لما يعادل حوالي 30 دقيقة من أشعة الشمس في الصيف في أدنبرة، كان ما انتجنا، انتجنا ارتفاع في أنتشار أكسيد النيتريك.
    Bu bizimle alakalı. Cildi düşünüyoruz. Cildin değişik formlarda olmak üzere geniş nitrik oksit depoları barındırdığını biliyoruz. TED نعتقد أن الجلد- حسناً، نحن نعرف أن الجلد يمتلك مخازن كبيرة جداً من أكسيد النيتريك كهذه الأشكال المختلفة الأخرى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more