Ama o yanıma geldi, yanıma oturdu, gülümsedi, bana arkadaş olabileceğimizi söyledi. | Open Subtitles | وأتت بقربي، وجلست بجانبي ابتسمت وأخبرتني بأننا سنكون أصدقاء |
Kız gülümsedi diye onun sana aşık olduğunu mu sandın? | Open Subtitles | لمجرد أنها ابتسمت ظننت بأنها في حالة حب. |
Dolayısıyla; gülümsedim ve pastayı almak için babamın kamyonetini getirmeyi teklif ettim. | Open Subtitles | لذا ابتسمت و اقترحت ان نعود و نحضر شاحنة والدي لنقل الكعكة. |
Ona gülümsedim diye kendini kâinat Güzeli zannedecek | Open Subtitles | فقط لأني ابتسمت لها فستعتقد انها ملكه جمال العالم |
Sana geldim, çünkü boyuyla dalga geçtiğimde gülümsedin. | Open Subtitles | -أنا لن أتحدث إليه لأنني أعرف بأنه سيرفض أتيت إليك, لأنك ابتسمت |
Oraya, utandığım yanımı ifade etmeye gitmiştim ve o da bana sevgi ile güldü. | Open Subtitles | كانت لهذه التربيته اثر كبير على اطلاق كل الاشياء التي كنت اخجل منها ثم ابتسمت لي بعد ذلك بكل رضا وحنان |
Ancak yaşam gücü ona tekrar gülümsedi. | Open Subtitles | ... لكن قوة الحياه ... مرة اخرى ... ابتسمت له |
Ancak yaşam gücü ona tekrar gülümsedi. | Open Subtitles | ... لكن قوة الحياه ... مرة اخرى ... ابتسمت له |
Ona baktığımda bana gülümsedi ve dedi ki: | Open Subtitles | وعندما نظرت إليها :ابتسمت لي وقالت |
Bana gülümsedi. Belli ki adı buydu. | Open Subtitles | ابتسمت لى لأنه بدا لى أنه إسمها |
Bunlardan hiç birini yapmadı, gülümsedi ve şöyle dedi; | Open Subtitles | ... في الواقع هي لم تفعل ولكنها ابتسمت عوضا عن ذلك وقالت |
Arasıra, bir-iki kurban bağışlanır. Çünkü gülümsedi. | Open Subtitles | فبين كل حينٍ والآخر، تعفين ... عن ضحية، لأنها ابتسمت |
Sonra selam verdim ve ona gülümsedim... | Open Subtitles | ثم انحنيت و ابتسمت كما لو أن الأمر طبيعي |
Sonra selam verdim ve ona gülümsedim... | Open Subtitles | ثم انحنيت و ابتسمت كما لو أن الأمر طبيعي |
gülümsedim çünkü başladıktan tam 45 dakika sonra konuştun. Harika! | Open Subtitles | لقد ابتسمت لأنها البداية منذ خمسٌ وأربعون دقيقة. |
Onu yemek istiyordum. Şapşalca gülümsedim. | Open Subtitles | ملأتني رغبة بأن ألتهمها ابتسمت لها بغباء |
En son ne zaman gülümsedin? | Open Subtitles | متى كانت اخر مرة ابتسمت |
Çünkü ilk kez gülümsedin. | Open Subtitles | لأنك ابتسمت لمرّة |
Ama miras, sonunda kardeşlerimin canını alarak benim yüzüme güldü. | Open Subtitles | ولكن الثروة ابتسمت لي بينما إخوتي يتنشقون الحياة |
Sanırım bugün bilardo tanrıları bana gülümsüyor. Ama sonra, bilardo tanrıları döneklik edebilir. Sorun değil, efendim. | Open Subtitles | أعتقد أن آلهة البلياردو ابتسمت لي اليوم لكن، آلهة البلياردو قد يكونون متقلبين |
Catherine gülümsüyordu ama oyun oynar gibi bir havası vardı. | Open Subtitles | ابتسمت "كاثرين" لكنها بدت غامضة |
"Uzun zamandır bu kadar gülümsediğimi hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع تذكر متى ابتسمت لفترة طويلة لدرجة انني تألمت |
Büyükannem çok acı çekiyordu ama yine de gülümsediğini gördüm. | Open Subtitles | جدتي كانت تتألم بشدة لكنها ابتسمت |
Ve Gülümsediğinde beni inandırdın Seninle şarkı söyleyebileceğime | Open Subtitles | وعندما ابتسمت جعلتني أشعر بأني أستطيع الغناء |
Çeviri: nano Deiji freelast İyi seyirler dileriz... | Open Subtitles | "إذا ابتسمت و حسب" |
"Lily, güneşten daha parlak gülüyordu." | Open Subtitles | ابتسمت ، أكثر إشراقاً من الشمس الاستوائية. |
Ayrıca, zorluk çektiğin şeylerden birisi de seni kaçıran adamın süpermarkette sıra beklerken sana gülümsemiş olabilmesi. | Open Subtitles | لكنك مضطربة أيضاً، لأن الرجل ذاته الذي اختطفك.. ربما تكوني قد ابتسمت له في طابور الحساب بالسوق هذا اليوم |