Başka bir şeyim yok ama krediler iş görür. | Open Subtitles | أنا لا أملك أي شيء آخر لكن الإعتمادات ستقوم باللازم. |
Sıradaki uygunluk poliçelerinde desteğiniz bayağı yardımcı olur. | Open Subtitles | دعمكم في مشروع الإعتمادات المقبلة سيكون مفيد جداً |
uygunluk komitesinde yeterince arkadaşımız var. | Open Subtitles | لدينا ما يكفي من الأصدقاء في لجنة الإعتمادات |
Eğer kenara ayrılan para ve teklifsiz sözleşmeler hâlâ sizin şu uygunluk poliçenizde, sonra bilirsiniz, o hâlâ sizin oğlunuz. | Open Subtitles | لو كانت ميزاتك ومصادرك الوحيدة للعقود ماتزال في مشروع الإعتمادات ستعرف بأنه رفيقك |
uygunluk poliçesi 718. | Open Subtitles | مشروع قوانين الإعتمادات رقم 718 |
Bütün ayırdığımız parayı çektin uygunluk... | Open Subtitles | قمت بسحب جميع ميزاتنا من الإعتمادات |
Şu Jenkins uygunluk poliçesine herhangi bir sözleşme olmadığını kaydedecek. | Open Subtitles | بأن (جينكينز) أحال مشروع الإعتمادات الذي "لديه أي من العقود المعتادة لـ"كاستلمان |