| FBI çok fazla baskı altında, bu yüzden seninle açık konuşacağım. | Open Subtitles | الإف بي آيه تتعرض لضغوط قوية يجب أن أكون صريحاً عنك |
| Bu ülkeyi insa eden, senin gibi çaliskan insanlari düsündügünde iste itfaiyeciler, ögretmenler, FBI ajanlari bir bakiyoruz, hayatinizi güç bela idame ettirebiliyorsunuz bu da beni çok kizdiriyor. | Open Subtitles | حين تفكر بالناس الذين بنوا هذه البلد الكادحون أمثالك رجال المطافئ، المعلمون عملاء الإف بي آيه |
| Hangi durumlarda FBI ya da ABD Adalet Bakanligi Sorusturma Amirligi ile isbirligi yapma yükümlülügünüz var mesela? | Open Subtitles | تحت أي ظروف ستكون مجبراً أن تتعاون مع الإف بي آيه أو دائرة العدل الأمريكية على سبيل المثال |
| O herif, Denham, FBI'daki adam birisi onun, senin telefonlarini dinledigini söyledi. isyeri ve evdeki. | Open Subtitles | ذلك الرجل دينهام عميل الإف بي آيه أحدهم أخبرني أنه يتنصت على هواتفك في المكتب و في المنزل |
| Dalga mi geciyorsun amina koyayim? | Open Subtitles | الإف بي آيه اللعينون؟ هل تمازحني |
| FBI mi? Dalga mi geçiyorsun amina koyayim? | Open Subtitles | الإف بي آيه اللعينون؟ |
| Bu FBI ajanina rüsvet falan teklif etmedin, degil mi? | Open Subtitles | أنت لم تحاول عميل الإف بي آيه أليس كذلك؟ |
| FBI, herkes otursun, eller yukari. | Open Subtitles | الإف بي آيه اجلسوا، و دعوني أرى أيديكم و اخرسوا |
| Bu ulkeyi insa eden, senin gibi caliskan insanlari dusundugunde iste itfaiyeciler, ogretmenler, FBI ajanlari bir bakiyoruz, hayatinizi guc bela idame ettirebiliyorsunuz bu da beni cok kizdiriyor. | Open Subtitles | حين تفكر بالناس الذين بنوا هذه البلد الكادحون أمثالك رجال المطافئ، المعلمون عملاء الإف بي آيه |
| Hangi durumlarda FBI ya da ABD Adalet Bakanligi Sorusturma Amirligi ile isbirligi yapma yukumlulugunuz var mesela? | Open Subtitles | تحت أي ظروف ستكون مجبراً أن تتعاون مع الإف بي آيه أو دائرة العدل الأمريكية على سبيل المثال |
| O herif, Denham, FBI'daki adam birisi onun, senin telefonlarini dinledigini soyledi. | Open Subtitles | ذلك الرجل دينهام عميل الإف بي آيه أحدهم أخبرني أنه يتنصت على هواتفك في المكتب و في المنزل |
| - Jordan. Bu FBI ajanina rusvet falan teklif etmedin, degil mi? | Open Subtitles | أنت لم تحاول عميل الإف بي آيه أليس كذلك؟ |
| FBI, herkes otursun, eller yukari. | Open Subtitles | الإف بي آيه اجلسوا، و دعوني أرى أيديكم و اخرسوا |
| Bu da MacTire, FBI özel ajanı. | Open Subtitles | و هذا العميل الخاص ماك تاير من الإف بي آيه |
| Bizim araştırmalarımızla FBI'ınkini birleştirelim. Dale Morris'in son 24 saatte yaptığı her şeyi ayrıntısına kadar istiyorum. | Open Subtitles | ضعي محققينا مع الإف بي آيه أريد أن أعرف كل شيء فعلته خلال اليوم الماضي |
| FBI bu adamı arıyıor... yardıma ihtiyaçları var | Open Subtitles | الواجبات، الإف بي آيه تلاحق هذا الشخص يريدون مساعدة |
| FBI burda olduğunu biliyor şu an seni izliyorlar. | Open Subtitles | الإف بي آيه يعرفون أنك هنا إنهم يراقبون الآن |
| FBI yerlerini söyledi. Hadi. | Open Subtitles | الإف بي آيه قالت لنا بالضبط ما هي مواقعهم، استدر |