| Sürekli yanlış alarmlar verildi, bu da moralimizi kötü şekilde etkiledi. | Open Subtitles | الإنذارات الكاذبة كانت شائعة ولم تساعد على رفع روحنا المعنوية |
| Siz Komutanı ararken alarmlar çalarsa 4 kişi karşınızda 300 kızgın Rus bulursunuz. | Open Subtitles | لو أصدرت الإنذارات ضجيجا بينما أنتم ذاهبون من باب إلى آخر تبحثون عن القائد ستكونون الأربعة |
| Evet, ama yanlış alarmı en aza indirmek için sadece ısı ve hareket algılandığında alarm devreye giriyor. | Open Subtitles | نعم، ولكن لنقلل من الإنذارات الخاطئة ينطلق الإنذار إذا تفعل حساس الحرارة والحركة معا |
| alarmı durdurmazsan polisler 30 saniyede gelir. | Open Subtitles | إذا لم تعطل الإنذارات ستظهر الشرطة خلال ثلاثون ثانية |
| Hastanaler Alarmları kaydeden yüzlerce cihaza sahip. | TED | تمتلك المستشفيات المئات من أجهزة تسجيل الإنذارات. |
| Kibar bir savcı yardımcısı arama izni verdi ve alarm şirketini aradık. | Open Subtitles | مساعد النائب العام الودّي أحضر لنا مذكّرة ولقد تحدّثنا مع الشركة الإنذارات |
| Danny'nin DNA'sını tahlil için laboratuvara yolladığımızda tüm ülke alarma geçmiş. | Open Subtitles | الحمض النووي لداني عندما أرسلناه إلى المختبر للفحص قام بتشغيل الإنذارات بكافة أنحاء البلاد |
| Ültimatomları sevmem. | Open Subtitles | أنا دون أبوس]؛ ر مثل الإنذارات. |
| Evet ama korumalar, alarmlar ve kameralar ne olacak? | Open Subtitles | إذن ، ماذا بشأن الحرّاس ، الإنذارات ، الكاميرات ؟ |
| - Anlattığına göre gündüz alarmlar kapalıyken gitmek yerine gece gitmek daha riskli olacak. | Open Subtitles | إذن ، مما وصفته محاولة الوصول في الليل ، سيكون أكثر خطورة عن الذهاب في الصّباح أثناء إيقاف الإنذارات |
| Ayda 430 dolar, yanlış alarmlar dâhil değil, onlardan da para kesiyorlar. | Open Subtitles | 430 في الشهر ، و هذا قبل الإنذارات الكاذبة التي يسجلونها عليك و إن كان خطأهم |
| Bunu her ne açtıysa yerimdeki tüm alarmlar birden sustu. | Open Subtitles | عندما فتح هذا... أيا يكن كل الإنذارات انطلقت في بيتي. |
| Ve seni serbest bıraktığımız anda Allah bilir kaç alarmı tetikleyip bu işi berbat edeceğiz. | Open Subtitles | و لحظة تسريحنا لك، الرب يعلم عدد الإنذارات التي سنطلقها. سبق وناقشنا ذلك |
| Pekâlâ, alarmı harekete geçirip birkaç güvenliğe de hokkabazlık yapın. | Open Subtitles | حسنًا، قمتِ بتشغيل بعض الإنذارات و قمتِ بإيذاء الحارس |
| Ne yanlış alarmı? | Open Subtitles | أي نوع من الإنذارات الكاذبة كان؟ |
| Birisi Element Tapınağı'ndaki büyülü Alarmları çalıştırdı. | TED | أطلق شخصٌ ما جرس الإنذارات السحرية في معبد العنصر. |
| Depoyu. Otoyoldan alevleri görürler. Alarmları kapattık. | Open Subtitles | سيرون الاشتعال من الطريق السريع الإنذارات مقطوعة |
| Pencereler ve kapılardaki Alarmları atlatamayız, | Open Subtitles | لا يمُكننا تجاوز الإنذارات من النوافذ والأبواب |
| - Hepsi yanlış alarm. Adamlarım, bu noktaların hiçbirinden giriş yapılmadığını onayladı. | Open Subtitles | وتأكدنا من عدم وجود أيّ مشاكل في الأماكن التي إنطلقت فيها الإنذارات. |
| Bundan sonra da yanlış alarm duymak istemiyorum. | Open Subtitles | ولا تنقصني الآن سلسلة من الإنذارات الكاذبة |
| Onu tamir etmezsek, gün boyu çalacak. | Open Subtitles | إذا لم نقُم بإصلاح هذا الخطأ ستظلّ الإنذارات طوال اليوم. |