| Gençler, uygar toplum anlayışından uzaklaştı saykodelik müzikle kendilerinden geçip gerçek özgürlüğü aradılar. | Open Subtitles | الأشخاص الصغار و الذين رفضوا وانسحبوامن العالمالمتحضر, كانوا مشوشين بفعل موسيقى المخدرات, و رأوا الحرية الحقيقية. |
| gerçek özgürlüğü elde etmek zor ve eziyetlidir ve tehlikelidir de. | Open Subtitles | الحرية الحقيقية صعبة إنها مؤلمة إنها خطرة |
| Senin gibi genç Amerikalılar gerçek özgürlüğü ele geçirmeliler. | Open Subtitles | الشباب الأميركييّن مثلك يجب اغتنام الحرية الحقيقية |
| gerçek özgürlük. Tüm süslerden ve kurallardan kurtulma özgürlüğü. | Open Subtitles | الحرية الحقيقية لرمى كل القواعد و الفخوخ |
| gerçek özgürlük, fedakarlığı ve acı çekmeyi gerektirir. | Open Subtitles | أن الحرية الحقيقية ، تتطلب التضحيات والآلام |
| Web sitesinde dediğin gibi "gerçek özgürlük ancak devletemizin şeffaflığıyla oluşur." | Open Subtitles | كما تقول في الموقع الحرية الحقيقية تأتي فقط من خلال شفافية حكومتنا |
| Bugün, sana gerçek özgürlüğü sunuyorum. | Open Subtitles | اليوم، موعدك مع الحرية الحقيقية يا معلم |
| gerçek özgürlüğü buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت الحرية الحقيقية |
| Ve dostum, tek gerçek özgürlük budur. | Open Subtitles | وهذا، يا صديقي، انها الحرية الحقيقية في هذه الأيام. |
| gerçek özgürlük ruhtadır. | Open Subtitles | الحرية الحقيقية تكمن في سمو أرواحنا |
| gerçek özgürlük şiddetin ötesinde.. | Open Subtitles | الحرية الحقيقية تكمن وراء العنف |
| Bu dünyadaki gerçek özgürlük nerede? ! | Open Subtitles | أين هي الحرية الحقيقية في هذا العالم؟ |
| gerçek özgürlük. | Open Subtitles | الحرية الحقيقية |