| havalı kızlar yemeğine beni nihayet çağırdığınız için teşekkürler hanımlar. | Open Subtitles | شكراً لأنكن دعوتني أخيراً إلى غداء الفتيات الرائعات يا سيدات |
| Şehirde yaşayan ve hala iyi bir kariyerleri olan pek çok havalı ve modern anne tanıyorum. | Open Subtitles | أعرف الكثير من الأمهات الرائعات و المطلعات يعشن في المدينة وما زال لديهن وظائفهن و حياتهن رائعة |
| Sahil'deki tüm havalı kızlar saçlarını ördürüyor. | Open Subtitles | كل الفتيات الرائعات يظفرون شعرهم في الشاطئ |
| Ben, iş yerindeki bütün havalı kızlar kulüpte olacak. | Open Subtitles | بن,كل الفتيات الرائعات في العمل هم في هذا النادي |
| Üzgünüm, ama havalı kızlar daha önce benimle hiç takılmayı istememişlerdi. | Open Subtitles | أنا متأسفة لكن هؤلاء الفتيات الرائعات لم يسبق أن تسكعن معي من قبل |
| Yanlız olduğunu sanıyordum, bu yüzden seni bekar, havalı kadınlarla aynı masaya oyurttum. | Open Subtitles | فكرت بأننا سنكون بمفردنا لذلك وضعتك على الطاولة مع كل العازبات الرائعات |
| Saat iki yönünde havalı kızlar grubu var. | Open Subtitles | حسنًا، لدينا جماعة من الفتيات الرائعات باتجاه الساعة الثانية |
| havalı annecikleri nerede bulacağımı söyle bana. | Open Subtitles | كوبر أخبرني اين تلك الأمهات الرائعات |
| Nick Dunne'la tanıştığımda havalı Kız istediğini biliyordum. | Open Subtitles | حينما قابلت (نيك دن)، كنت أعلم بأنّه يحب الفتيات الرائعات |