Mesela öteki ülkelerde nüfusun yarısı 10 yaşına gelmeden açlıktan kırılıyor gibi. | Open Subtitles | إذ أنّه في البلاد الأخرى يموت نصف السكّان جوعًا بحلول سنّ العاشرة. |
Toplumumuz, düzenli olarak nüfusun bir çeyreğine hiç sormadan kararlar alıyor. | TED | عادةً ما يتّخذ مجتمعنا القرارات دون استشارة ربع السكّان. |
Bölgenin sakinleri cinayetleri onun işlediğine inanıyorlar. | Open Subtitles | يعتقد السكّان أن جرائم القتل الغير معروفه من تدبيره |
Bazen Kule sakinleri istemeden bazı şeyler söyleyebiliyorlar. Beni rahatsız etmiyor. | Open Subtitles | أحياناً يقول السكّان أشياءً لا يعنونها الأمرُ لا يُزعجُني |
Yerli halk arasında, büyük ölçekli bir püskürme kaygısı artmakta. | Open Subtitles | المخاوف من ثورانٍ كامل تتزايد بين السكّان المحلّيّين |
Nüfus altmış bin; seçmen kaydı, üç. | Open Subtitles | السكّان , 60 ألف, عدد الناخبين , ثلاثة |
Endüstriyi devam ettirmek için az veya hiç kalmayan nüfusla birlikte Asya üzerindeki üçüncü dünya ülkeleri de... | Open Subtitles | بنسبة ضئيلة أو معدومة السكّان متبقيّة للحفاظ على الصناعة ثمة دولٍ من العالم الثالث ... فيجميعأنحاءآسيا |
Görüyorum ki orada yerliler de dahil olmak üzere... herkes tarafından sevilip sayılmışsın. | Open Subtitles | لقد كنتِ محبوبة و محترمة من قِبل الجميع هناك .. حتّى السكّان المحليين، فهمت. |
nüfusun %16 çok büyük... bir azınlık. | Open Subtitles | لا يريدون الإستماع لأى شىء يتعلق بالدين إن 16 بالمائة من عدد السكّان |
Yaklaşık olarak nüfusun üçte birini etkiler ve kalıtsal etkisi hala açıklanamamıştır. | Open Subtitles | إنه يؤثر و بقوّة على ثلث السكّان و العوامل المسببة له لم تُفهَم بعد, لذا.. |
Yani temel olarak söylediğin nüfusun yüzde 95'iyle çıkılamaz mı? | Open Subtitles | إذاً أساساً, ما تحول قوله هو أن 95% من السكّان غير قابلين للمواعدة؟ |
İki haftalık süreçte bu virüs nüfusun geneline dört hafta sonra gezegendeki tüm büyük şehirlere yayılmış olacak. | Open Subtitles | لآخرين و في غضون إسبوعين سينتقل لجميع السكّان ...و بعد شهر سيكون في كل مدينة كبيرة على هذا الكوكب |
Yöre sakinleri falan. Tesisatçılar, bahçıvanlar, temizlikçiler. | Open Subtitles | لأرقام السكّان المحليين ، كالسبّاكين والبستانيين والخادمات |
Kasaba sakinleri oranın yanından geçmez. | Open Subtitles | و السكّان لا يقتربون مِنْ ذلك المكان |
Tabii, Marcel buranın sakinleri arasında oldukça seviliyor. | Open Subtitles | بالطبع (مارسل) ذو شعبيّة كبيرة لدى السكّان المحليين. |
Yerel halk, Amerikalılar'ın büyük hayranı değil. | Open Subtitles | السكّان المحليّين ليسوا معجبين كبار بالأمريكيين. |
Teksas yol devriyesi ve halk arkamdaki bu yamaca kadar soyguncuları kovaladı. | Open Subtitles | شرطة تكساس وبعض السكّان المحليين طاردوا السارقين حتى هذا التلّ خلفي، |
"Yerel halk"? Yani "Yerel çocuk"! | Open Subtitles | "السكّان المحليين؟" تقصد طفلاً محليّاً |
Nüfus konusunu işlemenize daha yedi yıl var. | Open Subtitles | إحصاء السكّان ليسَ لـ7 سنوات مقبلة |
Ve o zaman Nüfus azdı. | Open Subtitles | وذلك عندما كان عدد السكّان أقل. |
Endüstriyi devam ettirmek için az veya hiç kalmayan nüfusla birlikte Asya üzerindeki üçüncü dünya ülkeleri de çalışmalarına... | Open Subtitles | بنسبة ضئيلة أو معدومة السكّان متبقيّة للحفاظ على الصناعة ثمة دولٍ من العالم الثالث ... فيجميعأنحاءآسيا |
yerliler yüzyıllardır bakımını yapıyorlar, ve gerçekten nedenini bilmiyorlar. | Open Subtitles | ولقد إحتفظ به السكّان المحلّيون لقرون ولايعلمون فى الحقيقة السبب |