| Keskin ajan sıcak koltuğunda doğrudan koymak. | Open Subtitles | العميلة كين وضعتك مباشرة على المقعد الساخن. |
| I beş dakika içinde odalarında Keskin ajan göreceksiniz. | Open Subtitles | سأقابل العميلة (كين) في الغرفة بعد 5دقائق |
| Eğer Keskin ajan mahkemede bugün biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم بأن العميلة (كين) في المحكمة اليوم؟ |
| Keskin ajan o teknede ise bana söyleyebilir, anka, | Open Subtitles | (هل تقول لي بأن العميلة كين كانت في ذلك المركب المسمى (الفينيكس |
| Ajan Keen'in, Eugene Ames cinayetiyle yargılanmamasını tavsiye edeceğim. | Open Subtitles | سأوصي بأن العميلة كين غير متهمة بقتل يوجين آيمس |
| Ne Keskin ajan zaten sana söyledi. | Open Subtitles | ما قالته لك العميلة كين |
| Keskin ajan, kendi biridir | Open Subtitles | العميلة كين واحدة من أفرادك |
| Evet, Keskin ajan o gemide oldu, anka, | Open Subtitles | (العميلة كين كانت على ذلك المرفأ المسمى (الفينيكس |
| Keskin ajan tahsil edilecektir. | Open Subtitles | العميلة (كين) سيتهمونها |
| Keskin ajan, belirlemek için buraya ı'm. | Open Subtitles | (العميلة (كين أنا هنا لأقرر |
| Ajan Keen'in, Başsavcıyı öldürmesine yardım ettiğimi? | Open Subtitles | أنني قد ساعدت العميلة كين في قتل المُدعي العام |
| Eğer sen gözlerimin içine bakıp da, Ajan Keen'i yakalarsak adil bir duruşma görebileceğine söz verirsen. | Open Subtitles | إذا كنت تستطيع النظر في عيني وأن تعدني أن العميلة كين ستحصل على جلسة إستماع عادلة إذا فعلنا |
| Görünüşe göre Adalet Bakanlığı, Ajan Keen'e kaçmasını söylediğimi bilmiyor. | Open Subtitles | من الواضح أن وزارة العدل لم يتم إخطارها أنني نصحت العميلة كين بالهرب |