Bu çok hoştu ve bizi eğlendirip, aşırı zorbalık yapmamızı sağlıyordu. | Open Subtitles | لقد كانت رداً حاسماً على كل من يسخر وينتقد العنف المفرط |
aşırı metamfetamin (*) kullanımı psikotik şiddet olaylarına yol açabilir. | Open Subtitles | سوء إستخدام ميتامفيتامين المفرط يُمْكِنُ أَنْ يُسبّبَ حوادثَ عَنيفةَ ذهانيةَ. |
Uzmanlar aşırı emzik kullanımı ve düşük başarı arasında bağlantı keşfetti. | Open Subtitles | الخبراء اكتشفوا علاقات جديدة ..بين الاستخدام المفرط للماصة و ضعف الإنجازات |
Zaman içinde aşırı derecede kullanma bununla birlikte aşırı kullanılmasıyla hipotiroidiye sebep olur. | Open Subtitles | الاستعمال المفرط عبر الزمن بالإضافة للاستعمال المفرط لهذه ادى الى قصور الغدة الدرقية |
Bence bu aşırı internet kullanımı, aşırı vide oyunları ve porografiye ulaşabilme. | TED | أعتقد أنه عموما الإستخدام المفرط للانترنت، الإستخدام المفرط لألعاب الفيديو، الوصول الجديد المفرط للإباحية. |
Efsane iki: OKB'nin başlıca semptomu aşırı el yıkamadır. | TED | الخرافة الثانية: العارض الرئيسي لاضطراب الوسواس القهري هو غسل اليدين المفرط. |
Fakat zamanla, aşırı bağlılık anlamını kazanmıştır. | TED | ولكنها مع مرور الزمن أصبحت تدل على التفاني المفرط. |
Ki bu beni başladığımız noktaya geri getiriyor ve esas meseleye işaret ediyor, et ve abur cuburun aşırı üretimi ve tüketimi. | TED | الذي يعطيني دائرة مكتملة ونقاط مباشرة للب القضية، الإنتاج الزائد والإستهلاك المفرط للحوم والوجبات السريعة. |
Polis aşırı güç kullanımı üzerinden zaman ve siyah canları çalmayı durdurabilir. | TED | بإمكان الشرطة أن توقف سرقة الوقت وسرقة حياة السود الّذان ينتجان عن الإستعمال المفرط للقوة. |
aşırı umutlanmakla aşırı karamsarlığa düşmek arasında geçişler yapıyordum. | Open Subtitles | تناوبت حالتي المزاجية ما بين التفاؤل المفرط والتشاؤم المفرط |
aşırı ihtiyatlı olmuş olmasından dolayı Penelope'nin sevgisini kaybettiğini anladığında ise artık çok geçti. | Open Subtitles | عوليس أدرك متاخراً أنه سيفقد حبها له بسبب حذره المفرط |
Bu sizi kışkırtır ve aşırı zorbalık için hazır duruma getirir. | Open Subtitles | هذا الحليب يُهيّئك ويُعدّك لقليل مما يُسمّى العنف المفرط |
Bu sizi kışkırtır ve aşırı zorbalık için hazır duruma getirir. | Open Subtitles | هذا الحليب يهيئك ويعدك لقليل مما يسمى العنف المفرط |
Bu çok hoştu ve bizi eğlendirip, aşırı zorbalık yapmamızı sağlıyordu. | Open Subtitles | كانت رداً حاسماً على كل من يسخر وينتقد العنف المفرط |
Cady'ye yapacağımız en aşırı şey... bağırsaklarını deşip ciğerini yemek olabilir. | Open Subtitles | قد يكون الشئ الوحيد المفرط لكادي هو أن تصل إليه وتأكل من كبده |
aşırı kalabalık alanlarda, sosyal kuralları kuramayan hayvanlar tarafından gösterilen davranışları engellemek. | Open Subtitles | بسبب الازدحام المفرط في مناطق واحدة، حيث أنهم غير قادرين على تأسيس النظام الاجتماعي. |
aşırı vücut kıllanması bende korku uyandırmaz... veya beni meraklandırmaz. | Open Subtitles | شعر الجسد المفرط لا يخرج الخوف أو تخيل مرضي |
Ve sonra beni rapor etti çok aşırı internetteyim diye ve ben IT çalışanıydım. | Open Subtitles | وبلّغت عنّي بالإستخدام المفرط للإنترنت. وكنتُ رجل تقنية المعلومات. |
Ama onun ayrılığı kütüphanemde sergilenen aşırı gösterilerle önlenemez. | Open Subtitles | ولكن انشقاقها هذا لا يمكن إيقافه عن طريق إظهار الندم المفرط في مكتبتي. |
Sistematik bir şekilde, farklı hücre türlerini radyasyona, aşırı asitliğe, yüksek ısıya, zehirli bileşimlere, yüksek voltaja maruz bıraktım. | Open Subtitles | عرّضت العديد من الخلايا بانتظام إلى الإشعاع والحموضة الشديدة والحرارة العالية والمواد السامة والجهد الكهربي المفرط |
Bana ispat ettiniz ki, aşırı-şiddet ve öldürmek kötü bir şey, çok kötü bir şey! | Open Subtitles | لقد أقتنعت أن العنف المفرط والقتل خطأ خطأ، خطأ فظيع خطأ شنيع |