| Bakın: USAID, insanlara yardım etmek kolay değil. ve USAID'i eleştiren kitaplar var. | TED | حسنا، المساعدات الأمريكية، مساعدة الناس ليست بالأمر السهل. هناك كتب انتقدت المساعدات الأمريكية. |
| Bu kolay bir şey değildir. Bilmiyorum. Oldukça iyi gittiğini söyledi. | Open Subtitles | وهذا ليس بالأمر السهل لقد قال أنكِ ممتاز بعملك أيضًا أتعلم؟ |
| Boston Maratonuna katılacak derecede iyiymiş, ki kolay bir yarış değil. | Open Subtitles | حتى أنها تأهلت إلى ماراثون بوسطن و ذلك ليس بالأمر السهل |
| Listedeki her şeyindeki güzelliği açıklayabilecek bir beyanda bulunmak pek kolay olmayacak. | TED | تقرير يفسر وجود الجمال في جميع الأمور على هذه القائمة لن يكون بالأمر السهل |
| Ne yapabiliriz? Bu pek kolay değil. | TED | ماذا يمكننا أن نفعل ؟ إنه ليس بالأمر السهل |
| Tahmin edebileceğiniz gibi, bu toplulukları bir araya getirmek, önyargıların, evrensel bir korku "salgını" ile dayatıldığı bu dönemde pek de kolay değil. | TED | ولكم أن تتخيلوا، جمع هذه المجتمعات معًا مع وجود أحكام مسبقة معززة بوباء عالمي اسمه الخوف ليس بالأمر السهل. |
| Böyle bir ölçekte onları kaldırmak kolay değil. | TED | وبالنظر إلى هذه الأحجام الضئيلة، فإن إزالتها ليست بالأمر السهل. |
| Her ne kadar hayvancılık yapan milyonlarca küçük çaplı çiftçimiz olsa da hayvancılık üretimi düşündüğümüz kadar kolay değil. | TED | رغم وجود الملايين من مربي الماشية الصغار، إلا أن إنتاج المواشي ليس بالأمر السهل كما نعتقد، |
| Para kazanmak göründüğü kadar kolay değil,... | Open Subtitles | تقديم الدعم لرؤوس الأموال ليس بالأمر السهل |
| Sizinle sonra ilgilenirim. Yöneticilik her zaman kolay olmuyor. | Open Subtitles | سأتولى أمركما لاحقاّّ أدارة الأمور ليست بالأمر السهل |
| Büyüyene kadar yaşadıklarına bakınca daha kolay olamazdı. | Open Subtitles | نشأته على هذا النحو لم يكن بالأمر السهل. |
| Bana bu kadar kolay olmadığını söyle. | Open Subtitles | يا إلهي أرجوك أن تخبرني أن هذا ليس بالأمر السهل |
| Ama kolay bir para değildi, seni temin ederim. | Open Subtitles | لكنه ليس بالأمر السهل الحصول على هذا المال أؤكد لك ذلك |
| kolay degil. Cinayetleri örtbas ediyorlar. | Open Subtitles | وهذا ليس بالأمر السهل فهم يقتلون فى الخفاء |
| kolay değil, çünkü zemin boru ve kablolarla dolu. | Open Subtitles | إنه ليس بالأمر السهل فالأرض مغطاة بالأنابيب والكابلات |
| Kasayı açmak kolay olmayacak. - Ana kapıda kızılötesi alarm var. | Open Subtitles | وفتح الخزينة ليس بالأمر السهل كما يوجد إنذار بالأشعة تحت الحمراء عند الباب الرئيسي |
| Anakarada. İstediğiniz şey kolay değil. | Open Subtitles | إنه على البر الرئيسي إن ما تطلبه ليس بالأمر السهل |
| Bu karmaşık ormanaltı florasında bir eş bulmak hiç de kolay değil. | Open Subtitles | .لعثور على إحدها متشابك في أسفل الاشجار ليس بالأمر السهل |
| Bu iş kolay değildir özellikle çevrede aynı şeyi yapmaya çalışan başkaları da varsa. | Open Subtitles | وهذا ليس بالأمر السهل عندما يتواجد أخرون حولك يحاولون القيام بنفس الشيئ بالظبط. |
| Hiç kolay olmadı bu insanlar aç kurt gibi. | Open Subtitles | لم يكن بالأمر السهل الناس هناك يبدون كالبهائم |