"تفتقدني" - Translation from Arabic to Turkish

• özlemiş
• özledin
• özlediğini
• özlemedin
• özlüyor
• Özlemelisin
• özleyeceğini
• özlemeyeceğini
• özleyecek
• özleyeceksin
• özlüyorsun

- Böyle mi oluyor beni özlemiş halin?
هذه ليسـت إجازة هل هذه طريقتك لإخباري بأنك تفتقدني

Pekala, beni özledin mi?
إذا هل تفتقدني ؟

Sanırım ben senin de beni özlediğini söyleyeceğini sanmıştım.
حسناً اعتقد اني ظننت انك ستقول انك تفتقدني ايضاً

Beni özlemedin mi?
وكأنك لا تفتقدني

Ama doğru değil, büyükanne! Beni her an özlüyor.
لكن هذا لم يحدث ، جدتي إنها تفتقدني كل دقيقة

Özlemelisin zaten. Muhteşemim ben.
يجب أن تفتقدني ، أنا مذهلة

Hiç söylememiş olsa da Bayan Annabeth'in bile beni özleyeceğini biliyordum.
حتى لو لم تقل السيدة (أنابيث) هذا، أعرف أنها تفتقدني أيضًا.

Hadi ama, bu kadar seneden sonra, eğer gidersem, beni özlemeyeceğini mi söylüyorsun?
... بالله عليك ، بعد كُلّ هذه السنين أنتَ تقول بأنّكَ لن تفتقدني إنّ غادرت ؟

Beni aniden özlemiş olmalısın.
لابد أنك تفتقدني بشدة كي تأتي بشكل مفاجيء

Ben burada yokken hep kedime göz kulak oluyordu görünüşe göre beni özlemiş...
كانت تهتم بالقطة طيلة فترة غيابي -ومن الواضح أنها تفتقدني -رودني) )

Beni özlemiş, değil mi?
هي تفتقدني , صحيح ؟

Seni özlediğim kadar, sen de beni özledin mi?
هل تفتقدني بقدر ما أفتقدك؟

Yani beni özledin öyle mi, orospu çocuğu?
أنت تفتقدني بالفعل أيها الوغد

Ama yemin ederim, bazen kendiminkine baktığımda beni özlediğini biliyordum.
ولكن أقسم أنّ في بعض الأحيان كنتُ أنظر لهذا النصف، وكنتُ أعرف أنّ تلك الفتاة الصغيرة تفتقدني

Beni özlediğini biliyorum ahbap. Dinle, ikimiz için de elimde bir şey var.
أعلم أنك تفتقدني يا صديقي مهلاً ، استمع إلىّ ، لدىّ شيئًا ما لكلانا

Beni hiç özlemedin mi?
الم تفتقدني أبداً؟

Hayır, özlemedin.
كلاّ، لم تفتقدني.

Ama sen hiç beni özlüyor gibi görünmüyordun.
ولكن لا يبدو ابداً انك تفتقدني

Aynen öyle. Beni çok özlüyor ama en nihayetinde kardeşim orada, yani...
أجل، تفتقدني كثيرًا، لكن أخي هناك، لذا...

Özlemelisin zaten. Ben harikâyım.
-ينبغي أن تفتقدني ، فأنا مذهلة

Beni özleyeceğini sanmam.
أنت لن تفتقدني

Beni özlemeyeceğini biliyorum, fakat...
أعلم أنك لن تفتقدني لكن...

Hayır, sanmıyorum ki Bayan Prins beni çok özleyecek.
لا، على الأغلب السيدة برينس لن تفتقدني كثيرا.

Beni o kadar çok özleyeceksin ki sikini kaldıramayacaksın.
سوف تفتقدني بشدة لن تكون قادرا على الحصول علي

Yalnız olduğunu biliyorum ve beni özlüyorsun.
أعلم أنّك وحيد وأنّك تفتقدني. إنّي أفتقدك أيضاً.