| İsterseniz şehir merkezinde size uygun bir yer var. Ödeme cazip olabilir. | Open Subtitles | ثمة مكان لك في الشركة إن أردت، إنهم يدفعون بسخاء |
| Ve Atlantik'in diğer kıyısında köle alabilecekleri bir yer var. | Open Subtitles | وفي الجانب الآخر من الأطلسي، ثمة مكان يمكنهم شراء عبيد منه. |
| Hemen önümüzde 1998'den kalma, sığ mezarlarda 30'dan fazla insanın kalıntılarının bulunduğu bir yer var. | Open Subtitles | وعندما نتقدم إلي الأمام قليلًا ثمة مكان منذ عام 1998 تم العثور به علي بقايا أكثر من 30 شخص قد قتل به في قبورٍ ضاحلة |
| Şehir merkezinde yeni açılan küçük vejetaryan bir yer var. | Open Subtitles | ثمة مكان صغير وغير معروف نسبياً يقدم مأكولات نباتية افتتح لتوه في وسط المدينة |
| Saklanacak tek bir yer vardı. Şeydi, arkat galerisi. | Open Subtitles | ثمة مكان واحد للإختباء وكان معرض الألعاب |
| Bu doğruysa hala kontrol etmediğin bir yer var. | Open Subtitles | إن كان ذلك صحيحاً، ثمة مكان لم ابحث به بعد |
| Kontrol odası hariç kayıtları tuttuğunuz başka bir yer var mı? | Open Subtitles | اذن هل ثمة مكان اخر يمكننا الحصول على اللقطات منه عدا ذلك المكان ؟ |
| Evet, geceleri kimsenin olmadığı rıhtıma yakın bir yer var. Harika. | Open Subtitles | أجل، ثمة مكان عند الميناء غالبًا يهجر ليلًا |
| Köşenin etrafında bira bulup konuşabileceğimiz bir yer var, tamam mı? | Open Subtitles | ثمة مكان قريب يمكننا تناول الجعة والتحدث عن هذا، اتفقنا؟ |
| - Bekleyebileceğim bir yer var mı? - Evet. | Open Subtitles | هل ثمة مكان أستطيع البقاء فيه ؟ |
| Düşünüyordum da, Kasım'ın ilk haftası, Monterey'de bir yer var. | Open Subtitles | كنت أفكر بعطلة الأسبوع الأول من نوفمبر، ثمة مكان في "مونتراي" |
| Ulaşmamız gereken başka bir yer var. | Open Subtitles | ثمة مكان ما آخر يجب أن نذهب إليه. |
| Kusura bakmayın ama gitmem gereken bir yer var. | Open Subtitles | آسف ولكن ثمة مكان عليّ التواجد به |
| Bak baba, orada boş bir yer var. | Open Subtitles | انظر يا أبي، ثمة مكان. |
| Onu götürecekleri tek bir yer var. | Open Subtitles | ثمة مكان واحد سيأخذونه إليه |
| Salkımsöğüt diye bir yer var. | Open Subtitles | ثمة مكان يدعى (فير ويلوز) -لقد ناقشنا هذا |
| "Onu ormandan alacağım. Bildiğim sessiz bir yer var. | Open Subtitles | "سأخذها إلى الغابة ثمة مكان هادئ أعرفه |
| Hayır, buranın güneyinde Wessex diye bir yer var. | Open Subtitles | كلا، ثمة مكان وحيد، جنوبًا من هنا (وسكس) |
| Köşebaşında bir yer var. | Open Subtitles | ثمة مكان في نهاية الشارع |
| Savannah yakınlarında bir yer var. | Open Subtitles | ثمة مكان قرب السافانا |
| A koğuşunda değilse tek bir yer kalıyor. | Open Subtitles | "إن لم يكن في الجناح "أ ثمة مكان واحد يمكن أن يكون فيه |