"علاقاتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • ilişkilerini
        
    • bağlarını
        
    • ilişkilerinden
        
    • bağlantılarını
        
    • ilişkileri
        
    • söz hakkını
        
    Yedi yıl? Bir başka deyişle, onun ilişkilerini bilecek kadar yeterli bir zaman. Open Subtitles سبعة سنوات مدة كافية لتعلمى مدى علاقاتها ؟
    Belki de bütün ilişkilerini yok etmek benim için patolojik bir ihtiyaçtır. Open Subtitles ربما لدي نوعاً من علم الامراض لحاجتي لتدمير جميع علاقاتها
    Hawthorne Mendilleri resmi olarak gay toplumu ile bağlarını koparıyor. Open Subtitles و أن مناديل هاوثورن تقطع كل علاقاتها مع المجتمع الشاذ
    Sadece ilişkilerinden bahseden kızlarla nasıl anlaşabileceğimi bilmiyorum sadece. Open Subtitles انا فقط لا اعرف كيف اتصرف مع الفتيات التي تُعرف من علاقاتها , اتعلمين ؟
    İnsanlar, politik bağlantılarını kullanarak belediyenin evlerine el koymasını sağlayan bir müteahhidin kurbanı oluyor. Open Subtitles الناس يتم التضحية بهم من قبل صاحبة العقار, التى تستخدم علاقاتها السياسية لمصادرة بيوتهم.
    İngiliz Hükümeti, Sovyetler Birliği ile diplomatik ilişkileri kesince de görevimiz başarıya ulaşacak. Open Subtitles و عندما تقطع الحكومة البريطانية علاقاتها الدبلوماسية بالاتحاد السوفييتي ستكون مهمتنا قد أُنجزت
    İnsanlar ilişkilerini ziyan ediyor, ama ben bunun üzerinde çalışmak gerektiğini söylüyorum. Open Subtitles الناس دائماً ترمي علاقاتها . لكن أنا أقول أنه يجب أن تعمل عليها
    Ona göre tüm ilişkilerini tamamen çılgına çevirmiş. Open Subtitles ووفقاً لها، فقد دفعت كلّ علاقاتها للهاوية تماماً.
    Arkadaşlarını kendinden uzaklaştırdı. İlişkilerini mahvetti. Open Subtitles نفَّرت أصدقاءها منها ودمّرت كلّ علاقاتها
    Profesyonel ve kişisel tüm geçmiş ilişkilerini kontrol et. Open Subtitles ابحثي في جميع علاقاتها السابقة في العمل و في حياتها الشخصية
    Delirmiş o. İlişkilerini kendisine saklamalı. Open Subtitles -إنها مجنونة , عليها أن تبقي علاقاتها لنفسها
    İş arkadaşlarının söylediklerine göre, onlarla da tüm bağlarını koparmış. Telefonunu iptal ettirip, kredi kartlarını kullanmayı bırakmış. Open Subtitles وفقاً لزملائها، فقد قطعت علاقاتها معهم تماماً، ألغت هاتفها الخليوي، وقطعت بطاقاتها الإئتمانيّة.
    Masa başı sıkıcı bir işte olan veya şu an bağlarını güçlendiren bir başkent memuru olmayacak. Open Subtitles وليس سيصبح أي من مروجي قلم رصاص أو، كما تعلمون، أنواع الدائري التي هي استقامة سخيف علاقاتها ونحن نتكلم.
    Belki Maeve onun eski ilişkilerinden birisinde aralarına girmiştir? Open Subtitles ربما مايف كانت في طريق أحد علاقاتها القديمة؟
    Gibson'un rüya günlüğüne ulaştığı için diğer ilişkilerinden de haberdar ayrıca. Open Subtitles كما أنه وصل إلى مذكرة أحلامها والتي أعطته فكرة عن علاقاتها الأخرى.
    Leslie bağlantılarını kullanarak Cenevre'deki CERN Super Collider araştırma gezisinde yer almamı sağladı. Open Subtitles ليزلي استخدمت علاقاتها كي يتمّ إرسالي في رحلة الأبحاث إلى جينيف من أجل دراسة المتسارع الذرّي
    Çünkü öne geçmek için bağlantılarını kullanmanın yanlış olduğunu düşünüyor. Open Subtitles لأنها تظن أنه من الخطأ إستخدام علاقاتها لكى تتقدم فى طابور الإنتظار
    İngiliz Hükümeti, Sovyetler Birliği ile diplomatik ilişkileri kesince de görevimiz başarıya ulaşacak. Open Subtitles و عندما تقطع الحكومة البريطانية علاقاتها الدبلوماسية بالاتحاد السوفييتي ستكون مهمتنا قد أُنجزت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more