Bu kavrama düzeyinizle daha fazla yansımaya ihtiyacınız olduğunun farkında değildim. | Open Subtitles | لم أكن على علم بأنّ الناس الذين يملكون بصيرة كبصيرتك، بحاجة للتفكير لهذا لحد. |
Castle'ın Walters öldüğünden beri 9 senedir bir numaralı medya patronu olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | هل أنت على علم بأنّ (كاستل) قد ظهر مرة لوسائل الإعلام حتى الآن وكان ذلك قبل أن تموت (والتر) قبل تسع سنوات |
Castle'ın Walters öldüğünden beri 9 senedir bir numaralı medya patronu olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | (بوب)... هل أنت على علم بأنّ (كاستل) قد ظهر مرة لوسائل الإعلام حتى الآن وكان ذلك قبل أن تموت (والتر) قبل تسع سنوات |
Şerif Abby'nin Wakefield'ın kızı olduğunu öğrendiyse onu böyle cezalandırıyor demektir. | Open Subtitles | إن كان العمدة على علم بأنّ (آبي) هي ابنة (ويكفيلد) فهذه هي طريقته لمعاقبة (آبي) |
Bak eğer Şerif, Abby'nin Wakefield'ın kızı olduğunu öğrendiyse, bilmiyorum belki de bu onu kırmıştır o da bu yolla Abby'i cezalandırıyordur. | Open Subtitles | اسمع، لو كان العمدة على علم بأنّ (آبي) هي ابنة (ويكفيلد) فلا أعلم، ربما حطّمه ذلك أو شيء من هذا القبيل و هذه هي طريقته لمعاقبة (آبي) |
Sayısız kişi o akşam kameraların kapalı olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | أيّ الكثير من الأشخاص ربما كانوا على علم بأنّ الكاميرات ستكون مطفأة الليلة الماضية |
Benimle uğraşmaya bayılıyordu, çünkü annemin "Dünyayı kurtarın" tipinde liberal bir profesör olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | أحبّ العبث معي لأنّه علم بأنّ أمّي واحدة من أساتذة "إنقاذ العالم" التحرّريّين |
Jessica ve Cal'in kayıtlarını izlemiş ve bunun benimle alakalı olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | (لقد شاهد هذا الشريط الذي تظهر فيه (جسيكا) و (كال و علم بأنّ لي علاقة بهذا الأمر |