Aslında ani olan bir şey değildi. Geçen kıştan beri bunu hissediyordum. | Open Subtitles | ليس فجأة فى الحقيقة لقد بدأ كل هذا فى الشتاء الماضى |
Aslında, kekimize dokunanı vurduk bile. | Open Subtitles | فى الحقيقة , لقد قُتلنا من اجل الحفاظ على الكيك الخاص بنا |
- Aslında parayı kaybettim, ama bu yeni birşey değil... değil mi? | Open Subtitles | فى الحقيقة لقد ضاعت النقود ولكن ما الجديد أليس كذلك؟ |
Aslında sadece kalp hastalığı değil... senatör birkaç yıl önce açık kalp ameliyatı geçirmişti. | Open Subtitles | فى الحقيقة لقد كان لدية مشاكل بالقلب. وقد قام بعملية القلب المفتوح منذ عدة أيام مضت. |
Hayır, Aslında doktorluğu düşünmüştüm. Fakat bana göre olmadığına karar verdim. Doğru. | Open Subtitles | فى الحقيقة لقد فكّرت فى أن أكون طبيباً و لكن وجدت أنه لا يناسبنى |
Aslında daha fazla iblisin vahşice öldürülmesine karşı koydum. | Open Subtitles | فى الحقيقة , لقد تحديت شراً أكثر, شياطين |
Aslında Coles şu "Taco Adam" spotlarını yaptı. | Open Subtitles | فى الحقيقة لقد قام كولز بكل إعلانات رجل التاكو |
Aslında, burada olmamın başka bir nedeni var. | Open Subtitles | حسناً, فى الحقيقة لقد كنت هنا من أجل سبب آخر |
Aslında, burada olmamın başka bir nedeni var. | Open Subtitles | حسناً, فى الحقيقة لقد كنت هنا من أجل سبب آخر |
O durumdan daha çok uzağız. Aslında, daha yeni başlıyoruz. | Open Subtitles | مازلتُ بعيدة للغاية، فى الحقيقة لقد بدأت تواً |
Aslında, Benny, bir şişe şampanya ile kutlama için hepinizin gelip gelemeyeceğinizi soruyor. | Open Subtitles | ..فى الحقيقة, لقد إقترح بيني ان تأتوا جميعاً ونفتح زجاجة شمبانيا للإحتفال |
Bana bir şey söylemek istemiyorsun ama Aslında her şeyi açık ettin. | Open Subtitles | انت لا تريد اخبارى اى شىء فى الحقيقة , لقد قلت كل شىء |
Aslında, hakkında değiştireceğim şeylerden biri bu. | Open Subtitles | فى الحقيقة,لقد كان واحدا من الأشياء التى كنت سأغيرها فيك |
Aslında tek aradığım birileriyle bir şeyler paylaşmaktı. | Open Subtitles | فى الحقيقة لقد كنت أبحث عن بعض الصلات الإنسانية البسيطة |
Aslında, son günlerde oynadığımız bu oyun sayesinde oldukça eğlendim. | Open Subtitles | فى الحقيقة لقد حظيت بالمرح فى الايام الماضية |
Aslında, "Kuzgunlar" kitabıyla ilgilenen film yapımcısıyla görüşeceğim ve bu konuda önce seninle konuşmak istedim. | Open Subtitles | فى الحقيقة لقد تقبلت مع منتج بخصوص فيلم عن الرايفنز واردت ان اكلمك عنة فى البداية |
Su aygırı Aslında, ve aylar süren kabuslar. | Open Subtitles | أفراس النهر فى الحقيقة لقد كانت تراودنى الكوابيس لشهر |
Aslında iki kez. Hatta bizzat özel araştırma bürosu bile tuttum. | Open Subtitles | مرتان فى الحقيقة , لقد توليت الموضوع بنفسى |
Aslında yanımda şarap getirmiştim. Umarım sorun olmaz. | Open Subtitles | فى الحقيقة لقد أحضرت بعض النبيذ أتمنى انة لا يوجد مشاكل |
Aslında, fikir senden çıktı. | Open Subtitles | حسناً, فى الحقيقة لقد واتتنى الفكرة منكِ |