Sırf ömrünün kalanını tekerlekli sandalyede geçirecek diye ölmek istediğine inanmak çok zor. | Open Subtitles | صعب تصديق أنها أرادت الموت فقط لأنها كانت ستقضي حياتها في كرسي متحرك |
tekerlekli sandalyede bir adamdı, çaresizce uzaklaşmaya çalışıyordu. | TED | كانت عبارة عن شخص في كرسي متحرك. يحاول مستميتا الابتعاد. |
SC: John bize zamanının çoğunda tekerlekli sandalyede olduğunu söyledi. | TED | س. ت: لقد أخبرنا جون الآن أنه في كرسي متحرك معظم الوقت. |
Bir zamanlar cansız bir nesne, tekerlekli sandalyedeki çocuğun akılsız hayaleti olarak görüldüm. | TED | في مرة كان ينظر لي ككائن جماد شبح أبله لصبي في كرسي متحرك. |
Kadın tekerlekli sandalyedeydi. | Open Subtitles | كانت في كرسي متحرك وارتدى نظارات، |
Ona o kadar sertçe vurmuşsun ki hayatının geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirmiş. | Open Subtitles | وقمت بضربه بشدة لدرجة أنه قضى باقى عمره في كرسي متحرك. |
Eğer onu tekrar vurursam, hayatının geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirir! | Open Subtitles | لو أطلقت النار عليها، ستكون مقعدة في كرسي متحرك |
Hayır, bekle... bu tedaviler, beyin hareketlerini canlandırıyor olabilir ama hala tekerlekli sandalyede. | Open Subtitles | انتظري، هذه العلاجات قد تحفز نشاط الدماغ، لكنه في كرسي متحرك |
Onu o halde görmek, ömrünün kalanını tekerlekli sandalyede geçirmek zorunda olduğunu bilmek... | Open Subtitles | أعني برؤيتها هكذا بمعرفة أنها ستبقى في كرسي متحرك بقية حياتها ربما لم ترغب بها التعامل مع ذلك |
Önümüzdeki hafta her biriniz, günde üç saatini tekerlekli sandalyede geçirecek. | Open Subtitles | الاسبوع القادم كل واحد منكم سيقضي ساعه في كرسي متحرك |
Oynayamayacağını söyleyeceğim halde buraya tekerlekli sandalyede olan bir çocukla gelerek, beni bir canavar gibi mi göstermeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | تأتي إلى هنا , تدفع طفل في كرسي متحرك ستجعلني أبدو وكأنني وحش لأنه سيتوجب علي اخباره انه لا يستطيع اللعب ؟ |
Anlıyorum tekerlekli sandalyede olmak dünyanın sonu değil ama umduğum şey de böyle kalmak değildi. | Open Subtitles | أنا أفهم أن كونك في كرسي متحرك ليس نهاية العالم . لكنه ليس ما كنت أتمناه |
tekerlekli sandalyede biriyle, seks yapmanın nasıl olduğunu mu soruyorsun? | Open Subtitles | هل أنت تسأليني كيف يمارس شخص الجنس مع شخص في كرسي متحرك ؟ |
- Yoksa bugün tekerlekli sandalyede olurdum. | Open Subtitles | - وإلا لكنت في كرسي متحرك اليوم - نيد ميريل! |
tekerlekli sandalyede yaşlı bir adam olduğunda süper bir kız burnuna ya da başka yerine damla damlatırken bunu hatırla. | Open Subtitles | عندما تصبح عجوزا في كرسي متحرك وتقوم امرأة مثيرة بوضع قطرات في أنفك، أو في مكان آخر... تذكر هذا. |
Ve seni tekerlekli sandalyede gezdirecekleri zaman yakındır. | Open Subtitles | وليس بعيدا أن يحملوك في كرسي متحرك |
Niye tekerlekli sandalyede oturuyordun? | Open Subtitles | إذا لماذا كنتِ جالسة في كرسي متحرك ؟ |
Çünkü çoğu tekerlekli sandalyede oturuyor. | Open Subtitles | لان أغلبيتهم كانوا في كرسي متحرك |
Halbuki daha yeni tanıştığım insanlar tekerlekli sandalyedeki sessiz adam resminin ötesini görmek için mücadele ediyorlardı. | TED | في حين أن أولئك الذين ألتقيت للتو عانوا في رؤيتي أكثر من رجل صامت في كرسي متحرك. |
Annemin tekerlekli sandalyedeki eski bir dublörle randevulaştığından bahsetmiş bulundum. | Open Subtitles | حدث لي أن أذكر تعود أمي هذا البهلوان السابق في كرسي متحرك. |
Züppenin teki ile tekerlekli sandalyedeki efemine biriydi. | Open Subtitles | -بلى كان رجلاً متعجرفاً ورجلاً مخنثاً في كرسي متحرك |
Zaten tekerlekli sandalyedeydi. | Open Subtitles | كانت اصلا في كرسي متحرك |