Farklı zamanlarda, farklı yerlerde. Sanki evrenin her yerinde bu yazıyor. | Open Subtitles | ،أزمنةٍ مختلفة، وأماكن مختلفة . كأنه مكتوبٌ في كل أرجاء الكون |
Çocuklar için bir tane yaptık. Ve şimdi Kore'nin her yerinde. | TED | أنتجنا الكتاب للأطفال. وهو الآن في كل أرجاء كوريا |
Amerika'nın her yerinde adımı bilirler. | Open Subtitles | إنني معروف في كل أرجاء البلاد كما الزبدة والخبز |
Evin her yerinde arkadaşlarımızın bebeklerinin fotoğrafları var. | Open Subtitles | وضعت صورأطفال أصدقائنا في كل أرجاء المكان |
Hey bak, dün eve geldiğimde senin tüm eşyaların da evin her yerine dağılmıştı. | Open Subtitles | اسمع لقد عدت إلى المنزل البارحة وكانت أغراضك في كل أرجاء المنزل |
Binanın her yerinde kameralar var gerçi. | Open Subtitles | مع ذلك هناك آلات تصوير في كل أرجاء البناية |
Yatağının her yerinde omurga sıvısı vardı. | Open Subtitles | لقد كان هناك سائل شوكي في كل أرجاء سريرها. |
FBI ajanları ve polis şehrin her yerinde arıyor. | Open Subtitles | لدينا عملاء المباحث الفيدرالية والشرطة في كل أرجاء المدينة |
Rıhtımın her yerinde adamları var. Olacağı varsa şimdi olacaktır. | Open Subtitles | لديه قوم في كل أرجاء الميناء إن كان سيحدث , فسوف يحدث الآن |
Harlem'in her yerinde zenciler ve Latin kökenliler, polisin şamar oğlanı oldu. | Open Subtitles | في كل أرجاء"هارلم", يُضرب الفتية السود واللاتينيون من قبل شرطة"نيويورك" |
Harlem'in her yerinde zenciler ve Latin kökenliler, polisin şamar oğlanı oldu. | Open Subtitles | في كل أرجاء"هارلم", يُضرب الفتية السود واللاتينيون من قبل شرطة"نيويورك" |
Ruth Davenport öldürüldü. Evinin her yerinde parmak izlerin vardı. | Open Subtitles | تعرضت (روث دافينبورت) للقتل وبصماتك موجودة في كل أرجاء الشقة |
Evet, Ant Boo'ya gitmiş biliyoruz Randy. Paket kağıtları arabanın her yerinde. | Open Subtitles | أجل، نعلم أنّه ذهب إلى متجر (آنت بو) يا (راندي)، لدينا أغلفة في كل أرجاء السيارة. |
Doctor Esselstyn araştırmasıyla ilgili ABD'nin her yerinde ve dışarda dersler veriyor. | Open Subtitles | (يُحاضر الطبيب (إسيلستن بخصوص بحثه في كل أرجاء الولايات المتحدة و في الخارج. |
FW mağazaları Liverpool'da çok iyi iş yaptı. Frank İngiltere'nin her yerinde bir şube açmayı planlıyor. | Open Subtitles | متجر (ف , و) قد نجح في "ليفربول" انه يخطط لفتحها في كل أرجاء "انكلترا". |
- Beni dinle. The Maracay Hotel Group'un dünyanın her yerinde şubeleri var. | Open Subtitles | اسمعيني، مجموعة فنادق (ماراكي) تملك عقارات في كل أرجاء العالم |
Sinyal binanın her yerine yayılmış durumda, halletmeye çalışıyorum | Open Subtitles | الإشارة تتفرق في كل أرجاء المكان يحاول عرقلتنا |
Bu odanın her yerine kamera koymuş. | Open Subtitles | لديه كاميرات في كل أرجاء الغرفة |