Ama polis onun sabıka kaydını biliyordu, ben buraya gelmeden önce. | Open Subtitles | لكن الشرطة عرفت بسجلها الإجرامي . قبل أن أصل إلى هنا |
Veya, belki buraya gelmeden önce şuraya gelmiştim. | Open Subtitles | أو ربما أنا وصلت إلى هنا قبل أن أصل هنا. |
-Odadan çıkmadım. -Burada öyle yazıyor. Bu sabah ben gelmeden önce olmuş. | Open Subtitles | هذا ما هو مكتوب لقد حدث هذا في الصباح قبل أن أصل إلى هنا |
Evet, kesin karara varmadan önce tüm delilleri değerlendirmeye söz verdim. Vardım galiba. | Open Subtitles | أجل,لقد وعدت أن اخذ بعين الإعتبار كل الأدله قبل أن أصل إلى الإستنتاج النهائي |
Belki de ben onu yakalamadan önce Freebo'ya ulaşmanızı sağlar. | Open Subtitles | "أو ربما تقودهم إلى "فريبو قبل أن أصل إليه |
Buraya gelmeden önce tanıdığım insanların çoğu ya yarı ölüydü ya da çoktan ölmüşlerdi. | Open Subtitles | معظم الأشخاص الذين عرفتهم قبل أن أصل إلى هنا إما كانوا نصف موتى أو ميتين تماما من قبل |
Otobüs oraya gelmeden önce! | Open Subtitles | إلى موقف الباص رقم إثنان . . قبل أن أصل إلى هناك |
Ben gelmeden önce arkadan sıvışmış olmalı, değil mi? | Open Subtitles | لابد وأنه هرب من مؤخرة المنزل قبل أن أصل هنا ، أليس كذلك؟ |
O noktaya gelmeden önce hiçbirinin harekete geçmemiş olması ne kötü. | Open Subtitles | لسوء الحظ لم يفعل أحد شيئاَ حيال ذلك قبل أن أصل إليه |
Evet, hastane bilekliğini yerde buldum ama ben eve gelmeden önce gitmişti. | Open Subtitles | نعم , لقد وجدت سوار المشفى على الأرض لكنه غادر قبل أن أصل للمنزل |
Buraya gelmeden önce düşündüm ki, "Yani, ben bir Kuzey Amerikalı'yım. | TED | لذا قبل أن أصل إلى هنا فكرت " تعرفون أنني من أمريكا الشمالية |
Bu yüzden rol yapmaya buraya gelmeden önce başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت بالقيام بدوري من قبل أن أصل |
Elbette buraya gelmeden önce, ama... | Open Subtitles | من الواضح قبل أن أصل إلى هنا,لكن |
Bilmiyorum. Ben gelmeden önce kaçmış. | Open Subtitles | لا أدري هرب قبل أن أصل إلى هنا |
Buraya gelmeden önce ofiste görmüştüm onu. | Open Subtitles | رأيته في المكتب قبل أن أصل لهنا. |
Ben gelmeden önce neler oldu bilmiyorum ama bu muamele çok hoşuma gitti. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي حدث قبل أن أصل إلي هنا |
Ama ikimizden biri ben oraya varmadan önce bunu duyamazsa korkarım ki kendisine olayların içyüzünü.. | Open Subtitles | لكن إذا لم يسمع أحدنا منكَ قبل أن أصل هناك |
Oraya varmadan önce attırmam gerekebilir. | Open Subtitles | ربما ابدأ في الإستمناء قبل أن أصل إلى هناك حتى |
Biraz daha az önemli not ben yürüyüş analizine varmadan önce bilgileri değiştirmezsen öldüm demektir. | Open Subtitles | وملاحظة هامة أكثر، إذا لم تتمكن من تبديل ذلك الملف قبل أن أصل إلى التحليل المشي، سأكون في عداد الأموات. |
Navarro'yu yakaladık. Ama komut cihazını ben onu yakalamadan önce Adrian Cross'a teslim etmiş. | Open Subtitles | قبضنا على (نافارو)، لكنه سلّم جهاز التجاوز إلى (أدريان كروس) قبل أن أصل إليه. |