Bu felsefi düşüncenin öncesinde, insanın bu zincirdeki yerinin tam ortada olduğuna inanılırdı. | TED | في وقت مبكر في هذه الحركة الفلسفية، كان يعتقد أن مكان البشرية في هذه السلسلة كان بالضبط في المركز. |
Ezik birine ihtiyacın vardı. LaFrankie tam istediğin gibiydi. | Open Subtitles | كنت تحتاج لشخص مغفل لافرانكي كان بالضبط ما تحتاجه |
tam olduğu gibi görünüyordu-- kimsenin önemsemediği, orta yaşlı bir sigorta pazarlamacısı. | Open Subtitles | لقد بدى كما كان بالضبط بائع تأمينات، متوسط العمر لا أحد ينتبه له |
tam burada değil. Şu sırtın arkasında. | Open Subtitles | ليس هنا تماماً ، لقد كان بالضبط عند ذلك الحيد |
İnanmayı seçtiği eşi, tam da göründüğü gibi, bir haindi hâlbuki. | Open Subtitles | لا يريد ان يجدها زوجة يريد ان يؤمن بها كان بالضبط ما اعتقد بها |
Görece muğlaklıktan tam bir dünya figürü olmaya geçmesi 2010 Nisan ayında gerçekleşti. | Open Subtitles | لقد كان بالضبط شهر إبريل 2010، عِندما إنتقل من الغموض النسّبي، إلى شخصية عالمية محوريّة بشكل قطّعي. |
Uzun süre... ne olduğunu tam olarak anlayamamıştım. | Open Subtitles | لفترة طويلة لم أستطع معرفة ما كان بالضبط |
Ve yarışmaya tam olarak iki ay vardı. | Open Subtitles | وهذا كان بالضبط شهرين قبل المسابقة |
ve,uh... tam olarak da aynaya bakıyormuş gibi hissetmediysem de, yüzlerimizde göze çarpan bir benzerlik olduğunu inkar edemezsiniz.. | Open Subtitles | ... و و مع أنه كان بالضبط كمن ينظر إلى المرآة لا يمكنك ان تنكر ان هناك الكثير من النقاط المشتركة في شكلنا |
tam da senin söylemedi beklediği şey buydu işte. | Open Subtitles | .ذلك كان بالضبط مايأمل أن تقوله |
Düşündüğüm şey, tam da buydu Jake ile her şey çok zevkliydi. | Open Subtitles | كان بالضبط ما كنت أفكر به كل شيء مع (جايك) كان سهلاً |
Oğlumla tam olarak nasıl bir arkadaşlığınız vardı? | Open Subtitles | ماذا كان بالضبط نوع علاقنك مع إبنى ؟ |
tam da nasıl olduğunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتذكر كيف كان بالضبط ، حسناً؟ |
Bu hafta tam altı ay oldu. | Open Subtitles | لقد كان بالضبط ستة أشهر هذا الأسبوع |
Bu hafta tam altı ay oldu. | Open Subtitles | لقد كان بالضبط ستة أشهر هذا الأسبوع |
O tam olarak bu misyonun başarısını sağlayan iş güvenliği ve bu tam olarak GYZ için kullanmamız gereken strateji. | TED | لقد كان بالضبط "الهندسة الآمنة" التي ضمنت نجاح المهمة. وهذه بالتحديد الاستراتيجية التي أعتقد بوجوب اتخاذها مع الذكاء الاصطناعي |
tam olarak neydi? | Open Subtitles | ماذا كان بالضبط ؟ |
tam tahmin ettiğim gibi... | Open Subtitles | كان بالضبط ما كنت أتوقع |
tam söylendiği gibi. | Open Subtitles | و كان بالضبط كما أشيع عنه |
tam olarak teklif sayılmazdı. | Open Subtitles | هو ما كان بالضبط عرض. |