"كان قلقاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • endişeleniyordu
        
    • endişe
        
    • endişeli
        
    • korkuyordu
        
    • endişeliydi
        
    • endişelendi
        
    • endişeleri vardı
        
    • merak etmiş
        
    • için endişelenmiş
        
    Karısının yanında olmak istemiyordu. Kocam için endişeleniyordu. Open Subtitles لم يرد أن يكون قرب زوجته كان قلقاً بشأن زوجي
    Kötü bir koruyucu evde olduğundan endişeleniyordu çünkü ilk doğan oğlunu yıllar önce böyle bir yere veren bir başka kişinin acısına ilk elden şahit olmuştu. Open Subtitles لقد كان قلقاً لكونكي في أحد المنازل الرعاية السيئة لانه شهد عن كثب
    Kötü şeyler söylemekten endişe duyuyormuş. Open Subtitles كان قلقاً لدرجة أنه يخاف أن يتفوه بأغلاط
    endişeli görünüyordu. Telefonda birine akıl danıştı. Open Subtitles كان قلقاً بشأنها طلب نصيحة شخص ما على الهاتف
    Demek istediğim... Sanırım bunu sana kendisi söylemek istiyordu. Fakat ikinizin arasında bir anlaşmazlığa sebep olacağından korkuyordu. Open Subtitles أظنه أراد أن يكون مَن يخبرك ولكنه كان قلقاً من أن يسبب ذلك مشكلةً
    Orduya yazıldığında beni aradı. Çok endişeliydi. Open Subtitles اتصل بي عندما دخلت الجندية كان قلقاً بشدة
    Onkolojisti bazı mikroskobik sonuçlardan endişelendi, şey, tümörü yayılıyor olabilir. Open Subtitles طبيب الأورام كان قلقاً بشأن بعض النتائج الميكروسكوبية, أن ورمها يمكن أن يكون يتطور.
    Reaktörle ilgili endişeleri vardı. Elbette. Şu teknik zırvalar! Open Subtitles . كان قلقاً بشأن المفاعل - . كل هذه أمورٌ تقنية -
    Seni çok merak etmiş. Ayrıca kafası karışmış ve üzülmüş. Open Subtitles لقد كان قلقاً جداً عليكِ ، ناهيكِ عن التوتر والالم
    Hongkow Parkına bomba koyduğu zaman, ...sence ülkesi ve insanları için endişelenmiş midir? Open Subtitles عندما القي قنبلته "في حديقة "هونجكو هل تعتقد انه كان قلقاً علي المدينة والناس ؟
    Baban ikiniz için de endişeleniyordu. Open Subtitles وأيضاً، فإن والدكِ كان قلقاً عليكما أنتما الاثنين معاً
    Anahtar için çok endişeleniyordu. Open Subtitles كل ما أعرفه, أنه كان قلقاً للغاية بخصوصه.
    Bu komitedeki işi yüzünden avlanacağından endişeleniyordu. Open Subtitles كان قلقاً من أنّ أحداً يستهدفه بسبب عمله في هذه اللجنة
    Ömrünün geri kalanını beraber geçirmek istediğin bir adam için duyduğun bir endişe gibiydi. Open Subtitles كان قلقاً من النوع الذي تحس به نحو الرجل الذي تخطط لقضاء بقية حياتك معه
    Belki yokken bir şeylerin değiştiğinden endişe etti. Open Subtitles ربّما كان قلقاً أنّ شيئا ما تغير بينما كان مبتعداً
    endişeli görünüyordu. Telefonda birine akıl danıştı. Open Subtitles كان قلقاً بشأنها طلب نصيحة شخص ما على الهاتف
    Babam yağmurluk alacak herkesin artık bir tane aldığından endişeli. Open Subtitles والدي كان قلقاً ، من أن كل شخص ينوي شراء معطفاً ، لديه معطف مسبقاً
    İkincisi ise, şahsen başka bir yorum getiremiyorum, ifşa olmaktan korkuyordu. Open Subtitles .. ولكن اثبت لي ايضاً لا أعرف كيف اقولها؟ بطريقة أخرى غير انه كان قلقاً من أن يُكشف أمره
    Kemoterapi tedavisi görürse saçlarının döküleceğinden o kadar çok korkuyordu ki, rahatlaması için ona Hair Team for Men'den hediye çeki aldım. Open Subtitles كان قلقاً من فقدان المزيد من الشعر بسب بالعلاج الكيمياوي، فاشتريت له اشتراك غير محدود عند "فرقة الشعر للرجال"، فقط لاراحة باله؟
    As kumarhane için öyle endişeliydi ki... buradaki öncelikli işimizin ne olduğunu unutuyordu. Open Subtitles أيس" كان قلقاً على الكازينو , و نسي ما نفعل هنا" في المقام الأول
    Sara için endişeliydi. Rüyalarında sürekli onu görüyordu. Open Subtitles كان قلقاً على ساره ظل يراها بأحلامه
    Senin için çok endişelendi. Open Subtitles كما تعلمين , نعد العشاء أو ما شابه من أجلكِ كان قلقاً عليكِ للغاية
    Aptalca bir şey söylerim diye endişelendi. Open Subtitles لقد كان قلقاً من انني سأقول شيئاً غبياً
    Reaktörle ilgili endişeleri vardı. Elbette. Şu teknik zırvalar! Open Subtitles . كان قلقاً بشأن المفاعل - . كل هذه أمورٌ تقنية -
    endişeleri vardı. Open Subtitles لقد كان قلقاً.
    Monsenyörünüz sizi çok merak etmiş. Open Subtitles راعيكم كان قلقاً جداً
    Ron senin için endişelenmiş. Open Subtitles رون كان قلقاً عليك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more