Bomba yerleştirmek, Creevy'nin birçok berbat planından biriydi. | Open Subtitles | زرع قنبلة كانت واحدة فقط من قرارات كريفي السيئة |
Geçen hafta, Creevy'nin, CityLine'ın hisselerin tümünden eksik hisse sattığı ortaya çıkmış. | Open Subtitles | تبين كريفي أسهم قصيرة البيع من سندات سيتي لاين الاسبوع الماضي . |
Bay Creevy ve ben, platformda en son dün sabah dolaştık. | Open Subtitles | السيد كريفي وأنا تجولنا على منصة في وقت سابق من صباح أمس . |
Bizim genç Creevey'le elemanların devamı nerede? | Open Subtitles | أين الابن (كريفي) وبقيّة حفلتكما؟ |
Aloysius Schmeichel Creevey! | Open Subtitles | (آلو سشيمل كريفي)! |
Brett Creevy, hukuk müşaviri. | Open Subtitles | وحصلت على تطابق بريت كريفي الدائرة القانونية . |
Creevy, bir gemi dolusu para kazanmış, Patron. | Open Subtitles | حصل كريفي على حمولة من المال ، يا رئيس. |
Yani, ölüm hücresine birinci sınıf bilet ilginizi çekmiyorsa, Bay Creevy size konuşmaya başlamanızı öneririm. | Open Subtitles | لذا ... أذا كانت تذكر درجة أولى للموت لا تروق لك ، سيد كريفي |
Ve şirketin hukuk danışmanı, Brett Creevy. | Open Subtitles | و محاميهم الرئيسي بريت كريفي . |
Sen bir utanç kaynağısın Aloysius Creevey. | Open Subtitles | أنت عار يا (آلويشيس كريفي). |
Creevey! | Open Subtitles | (كريفي)! |