"كنت أستطيع" - Translation from Arabic to Turkish

    • Elimden
        
    • ben de
        
    • olsaydım
        
    • edebilsem
        
    • miyim diye
        
    • edebileceğimi sanmıyorum
        
    Elimden gelseydi daha erken dönecektim. Open Subtitles لقد أحضرت هدايا لو كنت أستطيع لأتيتُ قبلا
    Elimden gelmez ki. Her zamankinden daha da sâdeyim. Open Subtitles لا أريد إن كنت أستطيع أنا أبسط مما أعتدت أن أكون
    Savannah'ya gelip, onu ziyaret edip, edemeyeceğimi yazmıştı, ben de bunu yapıyorum. Open Subtitles تتسائل إذا كنت أستطيع أن آتى إليها وأرها، وهذا ما أفعله هنا
    Sadece tek bir şeyle beslenecek olsaydım, neyi seçerdim? Open Subtitles لو كنت أستطيع امتلاك طعام لبقية حياتي ماذا سيكون؟
    Keşke ben de, sizler gibi dans edebilsem. Open Subtitles أتمنى لو كنت أستطيع الذهاب للرقص مثلكم جميعا
    Öğlen kurşun yarası tedavi edebilir miyim diye bir telefon aldım. Open Subtitles جاءتني مكالمة هذا المساء، عمّا إذا كنت أستطيع علاج رجل مصاب
    Ayrıca onunla baş başa kalırsam kendimi zapt edebileceğimi sanmıyorum. Open Subtitles ولا أعلم إن كنت أستطيع السيطرة على نفسي ، إن أمسكته لوحده
    Daha yumuşak bir dille söylemek Elimden gelse, söylerdim. Open Subtitles لو كنت أستطيع أن أكون أكثر لطفاً لكننى لاأستطيع
    Evlat edinildiğimi öğrendiğim günden beri Elimden gelen tek şey, öz annemin nasıl biri olduğunu hayal edebilmekti. Open Subtitles منذ أن إكتشفت أني تبنيت كل ما كنت أستطيع فعله هو تخيل كيف ستكون أمي الحقيقية
    Elimden gelen bir şey olsa esirgemezdim ama yok. Open Subtitles لو كنت أستطيع مساعدتك لفعلت. ثمة بعض الأمور، لا يمكنك فعلها.
    O kadarını zeytin yağı ve takozla ben de yapardım yani. Open Subtitles نعم كنت أستطيع فعل ذلك بوضع زيت الزيتون على كتلة المحرك
    Otur, bir şeyler sipariş et, ben de bakayım onu bulabilecek miyim. Open Subtitles أختر كرسي و أطلب الطعام وسأرى إذا كنت أستطيع إحظارها إلى هنا
    Bu fikir hoşuma gitti. ben de erken emekliliği nasıl kaldıracağımı merak ediyordum. Open Subtitles لقد كنت أتسائل إن كنت أستطيع الحصول على تقاعد مبكر
    "Eğer herhangi bir şey yapabilecek olsaydım, işte bunu yapardım". Open Subtitles وذلك ما كنت لأفعله لو كنت أستطيع فعل أي شيئ في العالم
    Eğer tüm parmaklarımı kullanabiliyor olsaydım tüm elimi tüm vücudumu... Open Subtitles لو كنت أستطيع استخدام كل أصابعي... يدي بأكملها.. جسدي بأكمله.
    Mesela, şapka kullanan bir insan olduğumu düşünmüyordum ama belki de kullanmalıyımdır, ve belki de şapka kullanan bir insan olsaydım Liam'la işi yürütebilirdim. Open Subtitles لم أعرف أنني كنت شخص يحب القبعات و ربما إذا كنت شخص يحب القبعات ربما كنت أستطيع جعل الأمور تعمل مع ليام
    - Keşke sana eşlik edebilsem. Open Subtitles إنني أشعر ببعض الخوف من هذه الرحلة أتمنى لو كنت أستطيع أن آتي معك
    Keşke yardım edebilsem, ama ben özel dedektif değilim. Open Subtitles أتمنى لو كنت أستطيع مساعدتك ولكنني لست تحرياً خاصاً
    Keşke yardım edebilsem. Open Subtitles أتمنى لو كنت أستطيع أن أساعد
    Buraya gelebilir miyim diye ne zaman sordum sana? Open Subtitles متى سألتك إذا كنت أستطيع الحضور إلى هنا؟
    Belki de ben, bu şeyleri kurtarabilir miyim diye bakarken sen de sessiz olmak istersin? Open Subtitles ربما عليكِ الهدوء بينما أقرر إن كنت أستطيع الإحتفاظ بهم
    Bu işi halletmek için, seni kandırabilir miyim diye düşünüyordum. Open Subtitles وتحقيقاً لهذه الغاية كنت أتساءل إن كنت أستطيع إقناعكِ بتركيب هذه
    Buna devam edebileceğimi sanmıyorum. Open Subtitles لا أعرف إن كنت أستطيع الاستمرار بهذا
    Buna devam edebileceğimi sanmıyorum. Open Subtitles لا أدري إن كنت أستطيع فعل هذا بعد الآن
    Aslında harika biri, güzel, hatta çok güzel bu inkar edilemez ama ilişki bazında ve affedersin ama ve cinsel olarak onunla baş edebileceğimi sanmıyorum. Open Subtitles أقصد ، إنها رائعة ، جميلة إنها جميلة جداً ذلك لا يُنكر ، لكن بالنسبة لعلاقة جدّية... عذراً ، لكن على صعيد الجنس لا أعرف إن كنت أستطيع التعامل مع ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more