Bana tecavüz edip etmediğini soruyorsanız, cevabım hayır, efendim. | Open Subtitles | إن كنت تسألني إن كان قد . اغتصبني، فالإجابة كلاّ، ياسيدي |
Annemin Francis'i zehirleyip zehirlemediğini soruyorsanız o zehirlemedi. | Open Subtitles | تسمم احد ابنائها اذا كنت تسألني مجددا بأن امي قامت بتسميم فرانسيس فهي لم تفعل |
Bu ödemeleri yapıp yapmadığımı soruyorsanız cevabım hayır. | Open Subtitles | إذا كنت تسألني ما إذا كنت قمت بهذه الدفعات, الجواب هو لا. |
Belki, ama bana sorarsan, çok şeyi kaçırıyorsunuz. | Open Subtitles | ربما, ولكن إذا كنت تسألني, كنت في عداد المفقودين على الكثير. |
Eğer düşündüğüm şeyden bahsediyorsan sorduğun şey yasadışı. | Open Subtitles | إذا كنت تسألني عما اعتقد انك تسألنى عنه فهذا غير قانوني حقا؟ |
Milletin önünde rezil olmamak için nelerden kaçınmamız gerektiğini soruyordun. | Open Subtitles | كنت تسألني كيف ننوي أن نتجنب الهزائم الكبيرة ؟ |
Ülkemin politikasını anlıyor muyum diye soruyorsan, cevabım "hayır". Tamam mı? | Open Subtitles | اذا كنت تسألني اذا كنت أفهم سياسة بلدي أم لا، فالجواب هو لا |
Eğer "hoş değil" kısmını soruyorsanız, kötü adam korkak bir bebek gibi arkasına bakmadan kaçtı. | Open Subtitles | اذا كنت تسألني عن مقطع "ليس جميلا" هل كان الرجل الشرير يهرب بعيدا مثل الطفل الخائف؟ |
İğrenç şey, bana sorarsan sanat dünyasına bir iyilik yapıyoruz. | Open Subtitles | هذا الشئ القبيح إن كنت تسألني , فنحن نصنع معروفاً لعالم الفن |
Yani bana sorarsan acı çekmenin, korkmanın, üzülmenin pişman olmanın bir anlamı yok. | Open Subtitles | لذا، إذا كنت تسألني ليس هنالك فائدة بالشعور بالألم أو الخوف، الحزن أو الندم |
Bana sorduğun cinayet hakkında birkaç şey daha öğrendim. | Open Subtitles | أتعلم، لدى بعض المعلومات الآخرى عن ضحية جريمة القتل التي كنت تسألني عنها |
Köpekler eğitmenlerini ısırır ama sanırım bana sorduğun bu değil. | Open Subtitles | لا يمكن للكلاب أن تعض مدربيها، لكن لا أظن هذا ما كنت تسألني عنه. |
Hafızam beni yanıltmıyorsa bana seni öldürmenin, kendimi iyi hissettirip hissettirmeyeceğini soruyordun. | Open Subtitles | لو لم تخني ذاكرتي ... أنت كنت تسألني إذا ما كنت أشعر بارتياح حيال قتلك |
Ve seni son gördüğümde, bana vudu hakkında sorular soruyordun. | Open Subtitles | وآخر مرة رأيتك بها، كنت تسألني عن سحر (الفودوو) |
Sunum nasıl geçti diye soruyorsan, işler hiç yolunda gitmedi. | Open Subtitles | إن كنت تسألني عن عرضي التقديميّ فلتستعد لخيبة الأمل |
O nedenle, teklifim hâlâ geçerli mi diye soruyorsan cevabım, evet. | Open Subtitles | ولهذا إن كنت تسألني ما إن كان عرضي لايزال قائماً فجوابي هو نعم. |