Çocuğunun hayatı için savaşan bir kadın olmazsan bir hiçsin değil mi? | Open Subtitles | أعني من تكوني ؟ إذا لم تكوني تلك الأم المجنونة صعبة المراس التى تقاتل لأجل حياة طفلتها , صح ؟ |
Fahişenin hayatı için yalvarmaya geldin, değil mi? | Open Subtitles | أنت هنا لتتوسل لأجل حياة العاهرة أليست كذلك؟ |
Gary, James'in hayatı için dövüşüyorken çocuğa neden güvenmedi. | Open Subtitles | ما لم يحسب حسابه هو ان (جارى) قاتل لأجل حياة (جايمس) |
Mimari ve tasarımda birçok program geliştirilmiş daha iyi bir hayat için daha iyi tasarıma doğru yönelen. | TED | كان هناك الكثير من البرامج في العمارة والتصميم التي كانت عن توجيه الناس في الاتجاه لتصميمٍ أفضل لأجل حياة أفضل. |
Bir gün, babalarının, yeni bir hayat için evi terk ettiğini kabullenmek zorunda kalacaklar. | Open Subtitles | يوماً ما عليهم تقبل حقيقة أن والدهم غادر المنزل لأجل حياة جديدة |
Ailem daha iyi bir hayat için bu ülkeye taşındı ve ben hala buna inanıyorum. | Open Subtitles | إنتقلت عائلتي لهذا البلد لأجل حياة أفضل، وما زلتُ أؤمن بذلك |
Will'in hayatı için bir anlaşma yaptık ve ardından seni altına çevirdim. | Open Subtitles | (نحن أبرمنا اتفاقاً لأجل حياة (ويل وبعدها أغدقت عليك بالذهب |
Daha iyi bir hayat için yalvarmayı bıraktım ondan sonra. | Open Subtitles | لقد توقّفت عن الصلاة لأجل حياة أفضل بعد ذلك |
Temiz bir hayat için kirli bir anlaşma. | Open Subtitles | "صفقة دنيئة لأجل حياة نظيفة" |