Bu, arkadaşlığımızın, iyiliği için, reddedebileceğim bir fırsat. | Open Subtitles | لكنها فٌرصة أنا مستعدة للتضحية بها لأجل خاطر صداقتنا |
Doktor Sheppard'ın kız kardeşinin iyiliği için, bu korkunç cinayetlerin arkasında yatan gerçek nedenler şu an için gizli kalmalı. | Open Subtitles | "و لأجل خاطر أخت الطبيب "شيبارد فإن القصص الحقيقية لجرائم القتل يجب أن تبقى سراً لهذا الوقت |
Bebek Nona'nın iyiliği için gitmek zorundasın. | Open Subtitles | - " لأجل خاطر الطفلة "نونا ، يجب أن تغادري |
Selfridges kadar değil tabi ki ama Bay Colleano'nun iyiliği için bütün kalbimle katılmalıyım. | Open Subtitles | بكل وضوح ليس مثل سلفريدجز" لكن"... عليَ أن أعلق كل أعماق قلبي به لأجل خاطر السيد (كوليانو). |