Ve elbette kadınlar, ama sen... bunu da düşünüyor gibi görünmüyorsun. | Open Subtitles | والنساء أيضاً لكنك لا تبدو أنك تعطي اهتماماً لهذه الأفكار أيضاً |
pek iyi görünmüyorsun, Teğmen. - Hasta mısın? - Hayır, efendim. | Open Subtitles | لا تبدو على ما يرام يا حضرة الملازم هل أنتَ مريض؟ |
Şu an da size pek etkileyici gelmeyebilir, ama bu büyük problem için yaptığımız bu cihaz ilk başarılı girişimimizdi. | TED | ربما قد لا تبدو راقية جدا لكم الآن، ولكن تلك كانت أول محاولة ناجحة لنا لإنشاء جهاز لهذه المشكلة الكبيرة. |
Bu özel tim görevine benzemiyor daha çok lanet bir safariye benziyor. | Open Subtitles | انها لا تبدو كمهمة للقوات الخاصة ولكنها تبدو كرحلة سافاري في الغابة |
- Evlenmek için vaktim olmadı. - Vakti daralan birine benzemiyorsun. | Open Subtitles | لم أجد وقتاً لكى أتزوج انت لا تبدو مشغولا لهذه الدرجه |
Ama iyi gözükmüyorsun. | Open Subtitles | حسنا .. أنت لا تبدو بخير هل هناك شئ آخر يتعلق بالموضوع ؟ |
Pekâlâ, beni bağışla ama sıradan bir gezgin gibi görünmüyorsun. | Open Subtitles | حسنٌ، اعذرني على قول هذا، أنت لا تبدو كمسافر نموذجي. |
pek iyi görünmüyorsun. Ama tatlım, sen de benimle gelsen? | Open Subtitles | والآن يا فرانك اذهب إلى المتجر ثم عد للمنزل لتتناول دواءك فأنت لا تبدو بصحة جيدة |
Suratına yumruk almış gibi görünmüyorsun. | Open Subtitles | من الواضح أنك كنت جيداً لا تبدو و كأنك قد تلقيت ضربة على وجهك |
Evet, iyi görünmüyorsun. Son yemeği de reddetmişsin. | Open Subtitles | نعم انت لا تبدو بخير و قد اخبرونى انك رفضت تناول وجبة الطعام الاخيرة لك |
pek iyi görünmüyorsun. İyi olduğundan emin misin? | Open Subtitles | لا تبدو بخير هل انت متأكد انك على مايرام؟ |
pek güzel değil ama yufka gibi bir yüreği var. | Open Subtitles | حسناً ، هي ، لا تبدو جذابه لكنا لطيفة جداً. |
Bağlantı kurduğu kadın bir sapığa benzemiyor, ama kararı siz verin. | Open Subtitles | المرأة التي يحاول الوصول إليها لا تبدو كمنحرفة لكنك ستكون الحكم |
Sen de Maden Güvenlik Birliği'nden gelen sertifikalı bir Güvenlik Müfettişi'ne benzemiyorsun. | Open Subtitles | حسناً ، أنتَ لا تبدو وكأنه ليس لديكَ علم بماجستير مفتش السلامة |
"Çok fena gözükmüyorsun, gerçekten," dedi. | Open Subtitles | و قال أنت لا تبدو نصف سيء ألست كذلك ؟ قلت من ؟ |
Ama bu, sabit diskleri kopyalayan bir makine gibi durmuyor. | Open Subtitles | لكن هذه لا تبدو مثل الآلة التي تنسخ الأقراص الصلبة. |
Bu posta kartları ve telgraflar ondan gelmiş gibi görünmüyor. | Open Subtitles | هذه بطاقات البريد والبرقيات لا تبدو إنها أرسلت من عندها. |
Ve cevap için: 3 2 1 İlk başta, bulmaca sadece zor değil düpedüz imkânsız görünüyor. | TED | الإجابة في: 3 2 1 في البداية, لا تبدو هذه الأحجية صعبة فقط بل مستحيلة الحل بكل تأكيد |
- Bana pek avcıymışsın gibi gelmedi. - Öyle mi dersin? | Open Subtitles | أنت لا تبدو لي كقاتل - ألا أبدو لك كذلك ؟ |
Buradan oldukça ufak görünüyorsun, seni zorlukla görebiliyorum. | Open Subtitles | أنت لا تبدو ذكيا جدا من هنا لايمكن أن أراك بصعوبة |
Mehrdad, provaya hazır gibi durmuyorsun. | Open Subtitles | مهرداد ، لا تبدو كما لو أنك مستعد للبروفات |
Burada sürüsüne bereket "bir şey" var, ama bu bana kanmış gibi gelmiyor. | Open Subtitles | يوجد بقعة كبيرة من شيء ما هنا لكن لا تبدو لي أنها دماء |
Fazla şaşırmış veya durumdan pek de rahatsız olmuş görünmüyorsunuz Yüzbaşı. | Open Subtitles | لا تبدو مندهشًا كثيرًا أو مُرتبك من هذه المسألة ، كابتن |
Günün geri kalanının aksine sabahları iyi gözükmüyor, rengi soluk. | Open Subtitles | لا تبدو بخير في الصباح بالمقارنة مع بقية النهار؟ شاحبة؟ |
Ben iklim modelleri üzerinde çalıştım ve vaziyet iyi görünmüyor. | TED | لقد درست نماذج المناخ، وهي لا تبدو مبشرة. |