Bak, eğer benimle aynı fikirde değilsen memnuniyetle bütün hisseleri satın alıp, ...başka bir ortak bulabilirim. | Open Subtitles | ليس لدي أي مشكلة في العثور شريك آخر إذا كنت لا توافق على خياراتي. |
Ama, aynı fikirde değilsen, mesela, "Bir Lincoln Cadillac'tan daha iyidir" gibi, | Open Subtitles | لكن أيضا لو كنت لا توافق مثل "اللينكولن أفضل من الكاديلاك؟ "إنسى الأمر" |
Eğer Bayan Florrick müvekkilini dışarı çıkarmaya bu kadar hevesliyse neden süratli bir duruşmayı kabul etmiyor ki? | Open Subtitles | عازمة على إخراج موكلتها لماذا لا توافق على محاكمة سريعة؟ |
Ama feragat belgesini imzalamayı kabul etmiyor. | Open Subtitles | لكنها لا توافق على توقيع اوراق العملية |
Bana sürekli sorumluluk almamı nasihat ediyorsun sonra bir iş bulunca da bunu onaylamadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | انت دائما تخبرني ان اتحمل المسؤولية ثم فجأة لا توافق على وظيفة أحصل عليها ؟ |
- bunu onaylamadığını görüyorum. | Open Subtitles | أفهم من هذا، أنك لا توافق على ذلك؟ |
kabul etme. | Open Subtitles | على إعطائه قضية فيلتون سيكيورتيز لا توافق على ذلك |
Federal hükümet aynı fikirde değil. | Open Subtitles | حسناَ لا توافق الحكومة الفيدرالية |
Bunu kabul etmiyor. Ben de. | Open Subtitles | حسنا، هي لا توافق و أنا معها أيضا |
- Füzeler artık ateşlendi. - ve bunu onaylamadığını biliyorum. | Open Subtitles | و أعلم أنك لا توافق - أقفل - |
Reed, sakın kabul etme. | Open Subtitles | ريد , لا توافق على هذا |
Mücevher kaçakçılığı'nı kabul etme. | Open Subtitles | ...لا توافق على تهريب المجوهرات |
- Sen aynı fikirde değil misin? | Open Subtitles | ـ أن لا توافق على ذلك ؟ |
Mahkeme sizinle aynı fikirde değil, Bay Gardner ve duruşma öncesi hapis kararına varmıştır. | Open Subtitles | المحكمة لا توافق على ذلك سيد ـ (جاردنر) ـ وتأمر باحتجاز المتهم حتى موعد المحاكمة |