Orada silah aramıyor. Gizemli bir aleti çalıştıran kumu arıyor. | Open Subtitles | و هو لا يبحث عن الأسلحة بل عن الرمال التي تطلق أداه سحريه |
En azından o cevapları bir bardağın dibinde aramıyor. | Open Subtitles | هو أقلّها لا يبحث عن إجابات في قاع الكأس. |
Burada olduğu sürece Harper'ı aramıyor demektir. | Open Subtitles | طالما انه هنا، انه لا يبحث عن هاربر. |
Jesus dinsel bir deneyim peşinde değil sadece hafta sonunu sevgilisiyle geçirmek istiyor. | Open Subtitles | هيسس لا يبحث عن تجربة دينية هو يود قضاء العطلة مع صديقته |
İntikam peşinde değil, içinde sadece bir şeyleri patlatma tutkusu var. | Open Subtitles | كان مدفوعا بشىء أكثر ظلمة انه لا يبحث عن الانتقام هو لديه فقط شغف بتفجير الاشياء |
Bourne para peşinde değil. Daniels'ın peşinde olmasının başka bir sebebi var. | Open Subtitles | (بورن) لا يبحث عن المال ، إنه يبحث عن (دانيالز) لسبب معين |
Ayrıca Dr. Grant Eric'i aramıyor. | Open Subtitles | لكن الدكتور لا يبحث عن إيريك |
Saf bir yürek aramıyor olabilirler. | Open Subtitles | بعضهم لا يبحث عن قلب نقي |
Güven bana, başka birini aramıyor. O oldukça mutlu. | Open Subtitles | ثقي بي , هو لا يبحث عن آخري |
Müşteri aramıyor. | Open Subtitles | إنّه لا يبحث عن أجرٍ. |
Bir virüs aramıyor. | Open Subtitles | إنه لا يبحث عن فيروس |
Ölümsüzlüğü aramıyor. | Open Subtitles | انه لا يبحث عن الخلود |
- Ve bir erkek aramıyor. | Open Subtitles | -إنّه لا يبحث عن فتى |
Hercule Poirot hırsız peşinde değil. | Open Subtitles | (هيركيول بوارو) لا يبحث عن لصَّة |
- Hayır. Joe özgürlük peşinde değil. | Open Subtitles | (جو) لا يبحث عن هذا النوع من الحريّة. |