"لا يعطيك الحق" - Translation from Arabic to Turkish

    • hakkını vermez
        
    • hakkı vermez
        
    • hakkını sana vermez
        
    Arada bana iş ayarlamanı takdir ediyorum... ama bu sana dersimi bölme hakkını vermez. Open Subtitles انا اقدر انك اعطيتنى لى ادوار تمثلية لكن هذا لا يعطيك الحق للتدخل فى عملى
    Ama bu sana beni azarlama hakkını vermez. Open Subtitles ولكن هذا لا يعطيك الحق في انتقاد في وجهي.
    Evet geçiriyoruz, ama bu sana bana pislikmişim gibi davranma hakkını vermez. Open Subtitles لا شيء، كنت اظن اننا نمضي وقتا ممتعا حسنا كنا كذلك، تحت كذلك ولكن هذا لا يعطيك الحق
    Cehennemden gelen ev sahibi olabilirsin ama bu sana kanepemize yayılma hakkı vermez. Open Subtitles ربما تكون المالك بحق الجحيم، ولكن هذا لا يعطيك الحق بالاستلقاء على أريكتنا.
    Ev sahibi olmanız kiracınızın evine istediğiniz an girme hakkı vermez. Open Subtitles أن تكون صاحب ملك لا يعطيك الحق لدخول غرفة مستأجرك أي وقت تريد
    Biliyorsun, çünkü kanserden ölüyor olman böyle bir pislik olma hakkını sana vermez! Open Subtitles أتعرف, إحتضارك بمرض السرطان لا يعطيك الحق لتكون سيئاً
    Bu sana benim adıma karar verme hakkını vermez. Open Subtitles هذا لا يعطيك الحق للبدأ باتخاذ القرارات.
    Yine de bu sana başkalarının sanatını mahvetme hakkını vermez. Open Subtitles حتى لو، هذا لا يعطيك الحق لتذهب فقط وتخرب أعمال الآخرين.
    Ama bu sana başkasının sevgilisini çalmayı... ..deneme hakkını vermez! Open Subtitles لكن هذا لا يعطيك الحق لتحاولي ! أن تسرقي رجل أحداهن
    Bu sana böyle yapma hakkını vermez. Open Subtitles ولكن هذا لا يعطيك الحق لفعل ذلك
    Ve kimsenin seninle bunu... denemek istemiyor olması... sana, bana avukatlarımı nasıl yöneteceğimi söyleme hakkını vermez! Open Subtitles وفقط لأن لا أحد يودّ أن يحاول معك لا يعطيك الحق أن تخبرينني كيف أدير مساعديني!
    Bu size kendi kendinize halletme ve sizin yaptığınızı yapma hakkı vermez. Open Subtitles حسناً، هذا لا يعطيك الحق أن تأخد الأمر بيديك، و تفعل ما فعلت
    Hiç kimsenin seninle bunu istememiş olması avukatlarımla ilişkime karışma hakkı vermez. Open Subtitles وفقط لإنه لا أحد أبداً يودّ أن يحاول معك لا يعطيك الحق أن تخبرينني كيف أدير مساعديني
    Bir dilim pizzayla Kola alabilirsin ama bu sana benimle konuşma hakkı vermez. Open Subtitles لذا ستحصل على شريحة وشراب غازي لكن هذا لا يعطيك الحق في التحدث معي
    Bu sana ailemi hedef yapma hakkı vermez! Open Subtitles هذا لا يعطيك الحق لوضع أسرتي في بؤرة الاستهداف!
    Bir emniyet görevlisiyle evli olmak başkasının adını böyle karalama hakkını sana vermez. Open Subtitles بسبب إنك متزوجة من شخص في القانون ... لا يعطيك الحق بإن بإن تشوهي سمعة الشخص

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more