Burayı ya da beni sevmek zorunda değilsin | Open Subtitles | لست مضطرة لأن تحبيني أو أن تحبي المكان هنا |
İstemiyorsan görüşmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست مضطرة لأن تريهم إن كنت لا تريدين هذا |
Şu an ne yaşıyorsan yalnız yaşamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | مهما كان ما تمرين به الآن، لست مضطرة لأن تعانيه وحدك |
Şu an 20 dakika daha evden çıkmama gerek yok. | Open Subtitles | الآن.. لست مضطرة لأن أذهب للعمل في الدقائق الـ 20 التالية |
Popüler çocuklarla takılmak için kendini değiştirmene gerek yok. | Open Subtitles | لا يعجبني سكايلر لست مضطرة لأن تغيري طبيعتك |
Biliyorum bana karşı iyi olmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ...أعرف أنك لست مضطرة لأن تكونى لطيفة معى |
Gitmek zorunda değilsin. Burada kalabilirsin. | Open Subtitles | لست مضطرة لأن تذهبي يمكنك أن تقيمي هنا |
Açıklamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست مضطرة لأن تشرحي لنا |
Tamam. Bana güvenmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | صحيح ، لست مضطرة لأن تثقي بي |
Hayal etmeme gerek yok. | Open Subtitles | لست مضطرة لأن أتخيل |
Gözlerimi kapatmama bile gerek yok. | Open Subtitles | لست مضطرة لأن أغلق عينيّ، حتى |
- Evet. Bunu bana söylemene gerek yok. | Open Subtitles | لست مضطرة لأن تخبريني ذلك |