Endişelerini dinlemek, akıllarından geçenleri öğrenmek için belediye binasında her ay toplantı yaparız. | TED | نقوم كل شهر باجتماعات مفتوحة للاستماع إلى اهتماماتهم، لمعرفة ما يجول في رؤوسهم. |
Sana akıl verirdim, ama sen de benim boşanma hikayelerimi dinlemek zorunda kalırdın ki şahsen seni bu duruma sürüklemem istemem. | Open Subtitles | أستطيع السؤال عن التفاصيل و لكن عندها ستشعر أنك مضطر للاستماع إلى قصص طلاقي و التي لا أريدكَ أن تخوض فيها |
Alpleri öğüt dinlemek için geçmedim. | Open Subtitles | أنا لم أعبر جبال الألب للاستماع إلى محاضرات. |
Eğer bilseydin... Salak bi ağaçtan salak hikayeler dinlemeye vaktim olmadığını bilirdin. | Open Subtitles | لو كنت تعرف،لكنت تدري أنه لا وقت عندي للاستماع إلى حكايات غبية.. |
Kocam, işiyle çok meşgul, benim sorunlarımı dinlemeye zamanı yok. | Open Subtitles | إن زوجي مستغرق جداً في عمله لا يملك الوقت للاستماع إلى مشاكلي |
Bunu dinlemek yanlış. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنه من الصواب بالنسبة لنا للاستماع إلى هذا، ألفريد. |
Her neyse, nasihat dinlemek için kalamayacağım. | Open Subtitles | لا يهم يا صاح، لن أبقى للاستماع إلى عظة أخرى |
Orada oturup istatistikleri dinlemek, onları sunmaktan çok daha kolay olsa gerek. | Open Subtitles | ولكن لا بدّ أنّ القعود للاستماع إلى الإحصائيات أسهل من تقديمها |
Ama dinlemek zorunda olduğu birini tanıyorum. | Open Subtitles | لكني أعرف شخص ما سوف يكون لديها للاستماع إلى. |
Kampanya planınızı dinlemek için bir toplantı ayarlamak istiyorum. | Open Subtitles | وأود أن أرتب موعدًا للاستماع إلى خطتك الانتخابية |
Efendine söyle, değerli tekliflerini dinlemek için onunla görüşeceğim. | Open Subtitles | أخبر سيدك بأنني سألتقي به للاستماع إلى عرضه الكريم |
Uzağa gidecek, geri ve bunu nasıl yaptığını dinlemek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | قال انه ذاهب الى الذهاب بعيدا، أعود ولقد أحرزنا ليرة لبنانية لديها للاستماع إلى كيفية فعل ذلك. |
Mevcut sesli mesajınızı dinlemek için, lütfen 2'ye basın. | Open Subtitles | للاستماع إلى البريد الصوتي الخاص بك الحالي يرجى الضغط على الزر 2 |
Mevcut sesli mesajınızı dinlemek için, lütfen 2'ye basın. | Open Subtitles | للاستماع إلى البريد الصوتي الخاص بك الحالي يرجى الضغط على الزر 2 |
Ben de eşimin yanında oturan kızla koltuğumu değiştirdim böylece bütün hafta onu nasıl bıraktığıma dair eşimi dinlemek zorunda kalmayacaktım. | Open Subtitles | لذا قمت بتبديل المقاعد مع فتاة جالسة إلى جانب زوجتي لكي لا اضطر للاستماع إلى تذمرها حيال أسبوع تجاهلتها فيه |
Bunu dinlemek zorunda değiliz. | Open Subtitles | نحن لم يكن لديك للاستماع إلى هذا. |
Başka bir hayal kırıcı günün ardından eve dönüşte Filth'i dinlemek gerçekten iyiydi. | Open Subtitles | صرتُ أستمتع بالعودة إلى البيت (للاستماع إلى (فيلث بعد يوم آخر مخيّب للآمال |
Birbirimizin fikirleri ve bakış açısını anlamada gerçekten meraklı olmayı seçtik ve birbirimizi onaylamasak bile dinlemeye istekli olduk. | TED | وقد اخترنا أن يكون لدينا فضول حقيقيّ بشأن أفكار ووجهات نظر بعضنا البعض وأن نكون على استعداد للاستماع إلى بعضنا البعض حتى عند الاختلاف. |
Buraya Boyd Crowder'ı dinlemeye geldim, seni değil. | Open Subtitles | جئت هنا للاستماع إلى " بويد كراودر " وليس أنت |
Daha oyuk alay dinlemeye gelmedim. | Open Subtitles | - أنا لم يأت إلى هنا للاستماع إلى المزيد من سخرية أجوف. |