Hong Kong'a bakalım, orada Octobus isimli çok ilginç bir sistemleri var. | TED | الان لو نظرت الى هونغ كونغ. لديهم نظام مثير للاهتمام يسمونه الاخطبوط |
Öylesine ilginç ki robotik otoritelerin yönetimi ele geçirdiği filmleri düşününce her şey senin tanımladığından biraz daha göz alıcı. | TED | هذا مثير للاهتمام: حينما تفكر في الأفلام التي يسيطر فيها الإنسان الآلي ويصبح الحاكم، إنها أكثر إبهارا قليلا عما تصفه. |
Başka bir enteresan bulgu da kamu politikasının başarısız girişimciler üzerindeki derin etkisi. | TED | اكتشاف اخر مثير للاهتمام هو التأثير العميق للسياسة العامة على رواد الأعمال الفاشلين. |
Şimdi CarderPlanet çok ilginçti. | TED | و قد كان كاردر بلانت مثيرا للاهتمام بدرجة كبيرة. |
Dışında garip bir kimyasal bileşen buldum. | Open Subtitles | وجدته مثيرا للاهتمام مركب كيميائي في الخارج |
Konuşma hakkında ilginç olan şu ki, konuşma tek boyutlu. | TED | المثير للاهتمام في التخاطب هو أن التخاطب له بعٌد واحد |
Çok sıcak olan bir yaz günü, dışarıdan çok da ilginç olmayan davul şeklinde bir binayı ziyaret ettik. | TED | في يوم صيفي حار بالتحديد، زرنا المبنى المشابه للطبل في شكله الذي لم يكن شكله من الخارج مثيراً للاهتمام. |
O zaman çabucak: Buradan diğer bir ilginç fikre geçebilirsiniz. | TED | إذاً، وبسرعة: يمنكم التنقل من فكرة مثيرة للاهتمام إلى أخرى. |
İlginç olan soru şu: Bizim oradaki davranışımızı gördüklerinde tasarımcılar ne düşünür? | TED | والسؤال المثير للاهتمام هو: بم يفكر المصممون عند رؤيتهم سلوكنا هنا ؟ |
İlginç olan şeyse, insan, robot ve yapay zekânın birbirini güçlendirmeden bu terası inşa etmesinin kesinlikle mümkün olmamasıydı. | TED | المثير للاهتمام أن، بناء هذا الجناح لم يكن ممكنًا بدون البشر والإنسان الآلي و الذكاء الصنعي بتطويرهم لبعضهم البعض. |
Çoğu kez, takside giderken bir gömlekte delik ya da çok ilginç, hoş, fonksiyonel bir özellik görürüm. Bu daha önce hiç görmediğim bir şeydir. | TED | وأحيانا عندما أكون في تاكسي وأرى ثقبا في قميص أو شيء ما يبدو مثيرا للاهتمام أو جميل أو عملي على نحو لم أره من قبل. |
Dahi adli tıp uzmanımız çok enteresan bir şey buldu. | Open Subtitles | العالمه الجنائيه العبقريه خاصتنا قد وجدت شئ أكثر اثاره للاهتمام |
Gölün suyu, içme suyundan biraz farklı hem de enteresan bir biçimde. | Open Subtitles | الماء في هذه البحيرة مختلف عن مياه الشّرب بطريقة مثيرة جدا للاهتمام. |
Mesela geçen nisanda enteresan bir olay oldu. | TED | هناك أمر مثير للاهتمام حدث في أبريل الماضي. |
Cehalet üzerine bu dersi vermeye başladım ve oldukça ilginçti ve internet sitesine bakmanızı öneririm. | TED | لذا بدأت اقدم دروسا عن الجهل، وكان ذلك الأمر جد مثير للاهتمام وأود دعوتكم لزيارة موقعي الإلكتروني. |
garip olan şu ki, en yıpranmış kitap "Monte Kristo Kontu". | Open Subtitles | تعرف,من المثير للاهتمام ان اكثر الكتب اهتراء هو كتاب: كونت مونتي كريستو |
Öğrenenler onun ilgi çekici olmadığını, tutarsız ve zor olduğunu düşünüyorlar. | TED | فالطلاب يظنون انها غير مترابطة وغير مثيرة للاهتمام .. وصعبة للغاية |
Roma'yla ilgili herşey ilgilendiriyor beni, hatta Toga topraklarına kadar herşey. | Open Subtitles | أنا مثيرة للاهتمام كل ما روما ، حتى على ارض توجا |
Anladığım kadarıyla şu sözde "kehanet" çok ilginçmiş. | Open Subtitles | افهم هذا ما يسمى النبوءه فهى مثيره للاهتمام |
Şimdi bu okul sistemini ücretsiz olarak dünyaya yaymak için çalışıyorum ve fark ettim ki çok ilginçtir, kimse bunu bedavaya istemiyor. | TED | الأن أعمل على جعل هذا النظام المدرسي المجاني متاحا للعالم و لقد وجدت بشكل مثير للاهتمام أن لا أحد يرغب فيه مجانا. |
İlginçtir ki karşılıklı faydaya dayalı ekonomi hâlen var ve bunun örneklerine tuhaf yerlerde rastlıyoruz. | TED | والمثير للاهتمام هو أن هذا الاقتصاد التعاوني ما زال موجودًا، ويمكننا أن نجد أمثلة عليه في أكثر الأماكن غرابة. |
Ama aslinda burasi cok ilginc, cunku bir ilerleme katetmeyi basardim. Davranislarimin dusuncelerimi ne kadar etkiledigini kesfettim. | TED | و لكن كان ذلك مثيرا للاهتمام لاني استطعت ان احقق بعض التقدم لاني لم استطع ان اصدق كم غيّر سلوكي من افكاري. |
Devletin, bu adamın önerisini dikkate almak için, kendine göre nedenleri var, Kardinal Hazretleri! | Open Subtitles | الدولة لديها أسبابها للاهتمام بفرضيات هذا الرجل ، سماحتك |
En ilginci ise çeşitli topluluklara ilişkin sayısal verilerden çıkan sonuçlar. | TED | والشيء الأكثر إثارة للاهتمام هو ما يمكن ان تخبرنا به الأرقام عن مختلف سكان العالم. |
Onun ilgiye ihtiyacı var. | Open Subtitles | هو طبيعيّ أنك تتهذّب على نحو سيّئ تحتاج للاهتمام |
Ama bugün ilgimi çeken üç tanesini seçeceğim ve aslında piyasaya sürülen ürün ve hizmetler hakkında neler anımsattığını paylaşacağım. | TED | لكنني اليوم، سأنتقي ثلاثة منها أجدها مثيرة للاهتمام وأشارك ما تذكرني به حقاً بإطلاق منتجات وخدمات جديدة. |