Eğer burada olduğundan endişeliysen emin olmanın sadece bir yolu var. | Open Subtitles | إنْ كنتِ خائفة مِنْ أنْ يكون هنا فهناك طريقة واحدة للتيقّن |
Bundan emin olmak için belirli önlemler aldım. | Open Subtitles | لقد اتّخذتُ تدابير معيّنة، للتيقّن من ذلك. |
Yine de emin olmak için onları öldürmeliyiz. | Open Subtitles | حسناً، علينا قتلهم على أيّة حال، للتيقّن فحسب! |
Ama bundan emin olmamız için tek yol var. | Open Subtitles | لكن هناك طريقة واحدة للتيقّن. |
- emin olmanın tek yolu Boyd tayfası içinde bir muhbire daha sahip olmaktan geçer. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للتيقّن من هذا الشيء هي الإستعانة بمخبرٍ آخر -متواجد في معقل (بويد ) |
Belki de öldüğünden emin olmak için. | Open Subtitles | ربّما للتيقّن من إتمام القتل. |
- Neden emin olacaktınız? | Open Subtitles | -اختباراً للتيقّن ممّ؟ |
- emin olmam lazımdı. | Open Subtitles | أحتاج للتيقّن. |