"لم تفقد" - Translation from Arabic to Turkish

• kaybetmedin
• kaybetmedi
• kaybetmemişsin
• kaybetmediği
• Hala sihirli
• kaybetmiş değilsin
• henüz kaybetmediniz
• kaybetmediğini görmek
• kaybetmemiş
• kaybetmediğine
• kaybetmemişsiniz

Hiç düşündün mü, buraya taşındığımızdan beri sen hiç-- sen hiç görev başında bir memur kaybetmedin değil mi?
هل تدرك أنه منذ انتقالنا هنا لم تفقد أي ضابط أثناء أداء واجبه ؟

Dikkatli ol, hiç büyük dava kaybetmedin.
فقط كُنْ حذراً، أنت لم تفقد قضية كبيرة ابدا.

Beni kendine çeken o kıvılcımı bir an olsun kaybetmedi.
انها لم تفقد البريق الذي جذبني إليها في االمكان الأول

Cazibeni kaybetmemişsin Oscar.
لم تفقد بعد جاذبيتك يا أوسكار كان علي أن أدرك ذلك

Bebeğini kaybetmediği için çok şanslı.
انها محظوظة لانها لم تفقد طفلها.

Hala sihirli dokunuşlar ha?
لم تفقد لمستك

Her şeyi kaybetmiş değilsin.
أنت لم تفقد كلّ شيء.

Teması henüz kaybetmediniz.
لم تفقد لمستك...

Zekandan hiçbir şey kaybetmediğini görmek güzel 007.
سعيد لرؤئيتك انك لم تفقد تلك الحافةِ العقليةِ الجيدة 007.

Sana verdiğim büyü torbasını kaybetmedin değil mi?
أنت لم تفقد حقائب التعاويذ التي أعطيتها لك؟

Bir saatten fazladır yeteneğinin kontrolünü kaybetmedin.
أتعلمين ، أنت لم تفقد التحكم في قدرتك خلال ساعة

Yapmayın, dedektif. Sanki sen hiç anahtarlarını kaybetmedin de?
من فضلك، أيّها المحقق وكأنّك لم تفقد مفاتيحك أبدًا؟

Müttefik Kuvvetler bütünlüğünü kaybetmedi, ve askerlerin morali yüksek.
قوات التحالف لم تفقد تماسكها ومعنوياتهم عالية للغاية

Arkasında iki ölü koca bırakmasına rağmen kutsal topraklara ulaşma umudunu asla kaybetmedi.
لديها اثنان من الازواج ماتوا في الوطن لكنها لم تفقد الامل بالوصول الى زيون

İnsanların içindeki iyiliğe olan inancını asla kaybetmedi.
لم تفقد إيمانها أبدًا في الجانب الطيب لدى البشر

Tamam.Anladım. Faturayı kaybetmemişsin.
حسناً،حسناً، فهمتها أنـت لم تفقد الإيصال.

Emekli olmana rağmen polis içgüdülerini kaybetmemişsin bakıyorum, ha?
أعتقدك لم تفقد أسلوب الشرطة هذا منذ تقاعدك

Kolunu kaybetmediği için şanslısın.
نعم, أنت محظوظ لأنها لم تفقد ذراعها.

Eh, en azından bunu kaybetmiş değilsin
حسنا، على الأقل لم تفقد ذلك

Teması henüz kaybetmediniz.
لم تفقد لمستك... .

Kamptayken, politik manevra kabiliyetini kaybetmediğini görmek güzel.
حسناً, من الممته أن أرى بأنك لم تفقد حنكتـُـك السياسية عندما كنـُـت طوال تلك الفترة في المعسكر

Sizi, oğlunuzun öldüğü gerçeği ile yüzleşmekten koruyan onu kaybetmemiş olduğunuz, özenle hazırlanmış, devam eden bir rüya.
حلمٌ مُفصّلٌ ومُستمر حيثُ لم تفقد فيه ابنك مُريحًا إيّاك من الإلزام بالتعامل مع تلك الوفاة

Sylvia, gözünü kaybetmediğine dua et.
أنت محظوظ أنك لم تفقد العين، سيلفيا.

Görüyorum ki mizah anlayışınızı kaybetmemişsiniz.
ارى أنك لم تفقد حس الدعابة الخاص بك