"لن تسمعي" - Translation from Arabic to Turkish

• haber almayacaksın
• duymayacaksın
• duyamayacaksın
• asla haber

Muhtemelen bir daha benden haber almayacaksın çünkü eğer istesen bile, ki istemeyeceğini biliyorum bende şu erkeklerde olan klasik takip edememe sorunu var.
من الأرجح لن تسمعي عني لأن حتى لو أردتي هذا مشكلة الذكور الكلاسيكية في عدم الإستمرار

Bizden bir daha haber almayacaksın. Umarım.
أنت لن تسمعي عنا مرة أخرى أنا أتمنى ذلك

Bir daha benden haber almayacaksın kızım.
لن تسمعي منيّ مجدداً. إبنتي.

Yaşadığım sürece bir daha asla "bip" sesini duymayacaksın.
لن تسمعي هذه الكلمة ابداً من فمي طوال حياتي

Grace, o aptal çocukla ilgili benden hiçbir şey duymayacaksın. Tom'un meraklı gözlerini benim eteklerimden uzaklaştırdığın için de teşekkürler.
غرايس، أنتِ لن تسمعي أيّ شئ مني عن تأديب هذا الولد الغبي.

İşin iyi tarafı, seks yaparken çıkardığı sesleri duyamayacaksın.
حسناً, الشيء الجيد هو أنك لن تسمعي الصوت الذي يصدره عند الجماع

Sana bir şey dediğim zaman bana güven eğer arabadan çıkmazsan beni "beş" derken duyamayacaksın.
ثقي بيّ عندما أقول لكِ إذا لم تخرجي من السيارة، لن تسمعي مني الرقم خمسة

- Orası önemli değil. Önemli olan, o adamdan bir daha asla haber almayacağın.
ما يهمّ هو أنّكِ لن تسمعي مِن هذا الرجل مرّة أخرى.

Benden bir daha haber almayacaksın.
أنتِ لن تسمعي عني مرة أخرى

Benden bir daha haber almayacaksın.
لن تسمعي مني ثانيةً

Bir daha ondan haber almayacaksın Debbie.
لن تسمعي عنه أيّ شيء مجدّدا يا (ديبي)

Bunlardan benim resitalimde hiç duymayacaksın.
لن تسمعي أحداً يعزف ذلك في الحفل الموسيقي ماذا ستعزفين؟

Birdaha benim hakkımda asla olumsuz birşey duymayacaksın anne asla asla asla.
أنتِ لن تسمعي شيئاً عنّي أبداً أبداً, أبداً, أمّي

Beni karşına almadığın sürece hiçbir şikayet duymayacaksın.
طالما لا تجتازيني، لن تسمعي أيّة شكاوي

"ama Albert senden asla haber alamayacağımı söylemişti... "bunca zamandır hiç yazmadığına göre...
لكن قال (ألبرت) أنكِ لن تسمعي مني" "ولأنني لم أسمع منك