Modellik fikrinden vazgeçip eski haline dönene kadar... bu odadan çıkamazsın. | Open Subtitles | انتِ لن تغادري الغرفة حتى توافقين عن التوقف في عرض الأزياء مرة واحدة وللأبد |
Eğer John'un sana ihtiyacı olsaydı, çıkarken sana sorardı. Sormadığına göre evden çıkmayacaksın. | Open Subtitles | لو كان يحتاجك لكان قد طلبك لكنه لم يفعل، لذا لن تغادري هذا البيت |
"Hiç bir yere gitmiyorsun!" | Open Subtitles | "لن تغادري". |
- Gitmiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | - أنت لن تغادري, هل إنت كذلك؟ |
Aksi takdirde, bu odadan bir daha asla ayrılmayacaksın. | Open Subtitles | وإلا لن تغادري هذه الغرفة نهائياً |
Hadi kapat şu kapıyı. Hiçbir yere gitmiyorsun. | Open Subtitles | هيا ، اغلقي الباب ، لن تغادري |
Kimseye anlatmayacaksın, çünkü buradan sağ çıkamayacaksın. Özür dilerim. | Open Subtitles | -لن تخبري أحداً لأنكِ لن تغادري هذه الغرفة حية |
Bu şehri canlı terk edemeyeceksin! | Open Subtitles | أنت لن تغادري المدينة على قيد الحياة |
O berbat Meksika erkek ayakkabılarıyla evden çıkamazsın. | Open Subtitles | لن تغادري المنزل في أحذية الرجل المكسيكي المرعبة هذه. |
Onu ya çıkarırsın ya da bu evden bir daha çıkamazsın. | Open Subtitles | اخرجي هذا الآن او لن تغادري هذا المنزل |
Hayır efendim, evden çıkamazsın. | Open Subtitles | كلا, لن تغادري الشقة |
Bir daha evden çıkmayacaksın. Buna ihtiyacın olmayacak. | Open Subtitles | ,حسناً, لن تغادري المنزل مجدداً لذا لن تكوني بحاجة لهذا |
Evden çıkmayacaksın diyorum. Kusura bakma baba. | Open Subtitles | وأنا أقول لكِ بأنكِ لن تغادري المنزل أنا آسفه أبي |
Bunu kabul edene dek hastaneden çıkmayacaksın. | Open Subtitles | وأنتي لن تغادري هذا المستشفى حتى أن تتقبلي ذلك |
Hiç bir yere gitmiyorsun! | Open Subtitles | لن تغادري! |
Hiç bir yere gitmiyorsun! | Open Subtitles | لن تغادري! |
Ben Clark Kent'i almadan bu odadan ayrılmayacaksın. | Open Subtitles | لن تغادري الغرفة حتى أحصل على (كلارك كنت) |
Buradan onun içinde ayrılmayacaksın. | Open Subtitles | لن تغادري من هنا بذلك |
Zaten Hiçbir yere gitmiyorsun. | Open Subtitles | لن تغادري بتاتاً. جاكي ؟ |
Hiçbir yere gitmiyorsun. | Open Subtitles | ) لن تغادري هذا المنزل. |
"çıkamayacaksın... ta ki eldeki anahtarı alana kadar..." | Open Subtitles | لن تغادري حتى يكون المفتاح في يدك |
- O zaman asla terk edemeyeceksin. | Open Subtitles | أذن أنتِ لن تغادري من هنا أبداً |