Yanlış bir zamanda, bir çocuğun babasına ihtiyacı olduğuna karar vermeyeceksin değil mi? O baba terörist bile olsa. | Open Subtitles | لن تقرر في الوقت الخطأ أن طفلاً ما يحق أن يكون له أب، حتى لو كان ذلك الأب إرهابيًا؟ |
Bana da haber verdiğin için sağ ol. En sonda olsa bile. | Open Subtitles | شكراً لجعلي أُشارك في هذا الأمر حتى لو كان ذلك في النهاية |
Günahkar bir kraliçeye destek vermek için öldürmek olsa bile. | Open Subtitles | حتى لو كان ذلك يعني القتل من اجل الملكه الشريره. |
Eğer o kadar önemli olsaydı babam bunu bana kendisi söylerdi. | Open Subtitles | لو كان ذلك مهماً لأبي لكان التقط الهاتف وأخبرني بذلك بنفسه |
Eğer o beyinsiz buradaysa, barı boşaltmalıyız! | Open Subtitles | لو كان ذلك المخبول هنا فإن علينا ان نخلي الحانة |
Tek istediği buysa, senin olsun o. Ben istemiyorum. | Open Subtitles | لو كان ذلك ما تريده تزوجها أنت انا لا أريدها |
Umarım öyle olur Bu onu kaybedeceğimiz anlamına gelse bile | Open Subtitles | امل ذلك لك حتى لو كان ذلك يعني أننا سوف نخسره |
Şu zavallı herif hayatta olsaydı bile, hiçbir şey olmayacaktı. | Open Subtitles | حتى لو كان ذلك الرجل المسكين حياً فلن يفيدنا بشيء |
Şuanda itiraf etmeliyim ki bana kalırsa eğer buradan bir partikül karbon bile sızmış olsa iğrenç birşey olarak görülürdü. | TED | الان يجب ان اقول لكم .. انني اشعر بالمقت الشديد .. حتى لو كان ذلك التصرف لن ينتج عنه جزئيات من الكربون تفسد المناخ |
diyor. Bu ürün bir ilaç ya da alet olsa büyük ihtimalle yatırım yapardınız. Ama eğer bu ürün bir parksa? | TED | عندها ربما سوف تستثمر إذا كان ذلك المنتج دواءً أو جهازًا لكن ماذا لو كان ذلك المنتج منتزهًا؟ |
Anne, bu bir hata olmuş olsa da onunla evlendim. | Open Subtitles | أمّي العزيزة, حتّى لو كان ذلك خطأً.. لقد تزوّجتها. |
Onlar, sonucu kendi ölümleri olsa dahi başkalarını kurtarmaya hayatlarını adamışlar. | Open Subtitles | لقد جعلوا التزام لإنقاذ حياة الآخرين , حتى لو كان ذلك يعني الموت الخاصة بهم. |
Ama doğru olsa bile bunu neden söylesin ki? | Open Subtitles | لكن لماذا توجب عليها قوله ؟ حتى لو كان ذلك صحيحاً |
Ama doğru olsa bile bunu neden söylesin ki? | Open Subtitles | لكن لماذا توجب عليها قوله ؟ حتى لو كان ذلك صحيحاً |
Eğer o gerçek disk olsaydı Abby şimdi ölmüş olurdu. | Open Subtitles | لو كان ذلك هو القرص الحقيقي لكانت "آبي" ميتة الآن. |
Hayır, ben katili yakalamaya çalışıyorum ve Eğer o sensen, işim çok kolay dostum. | Open Subtitles | كلا, أنا أحاول أن أمسك القاتل فحسب و لو كان ذلك سيكون أنتَ يا صاح ذلك سيكون رائعاً جداً |
General, Eğer o Efendi öldürülmüş olsaydı dünyanın bu kısmındaki uzaylı opersayonları tamamlanır ve kaos çıkardı. | Open Subtitles | ايها اللواء لو كان ذلك السيد قد قتل فان اعمال الفضائيين في هذا الجزء من العالم كانت لتضحي في فوضى عارمة |
İstediği buysa Küçük Köpek ile dövüşürüm. İster tüfekle ister mızrakla. - ama önce konuşacağım. | Open Subtitles | ساقاتل ليتل دوغ لو كان ذلك ما يريده بالبندقية او بالرمح |
Bütün gün boyunca da gülmem bir salak gibi... eğer demek istediğin buysa. | Open Subtitles | أنا لا أضحك طوال اليوم كالأبله لو كان ذلك ما تقصديه |
Kadın tipi şüpheli için önemsiz dedik, ya önemli olan buysa? | Open Subtitles | نحن نعلم أن هذا النوع من النساء ليست مفضلة لهذا المجرم لكن ماذا لو كان ذلك هو الأمر؟ |
Dinlendiğinden emin ol, göreve çıkmaması anlamına gelse bile. | Open Subtitles | سوف نتأكد من انها تحصل على بعض الراحة حتى لو كان ذلك يعني استبعادها من المهمة القادمة |
dedi. Şimdi, eğer bu doğruysa, sağlık sistemimizin gerçek bir ayıbı demek olur çünkü bu hastalar başka yerlerde de muayene oluyorlar. | TED | والآن، لو كان ذلك صحيحاً فإنه إدانة لنظام الرعاية الصحية لدينا وذلك لأن هؤلاء المرضى سبق وأن كشف عليهم في اماكن أخرى. |