Aynı zamanda Sera'nın kaybolduğu gece ona mesaj atmış ve sonra silmiş. | Open Subtitles | لقد راسل سيرا أيضا في ليلة إختفائها و من ثم حذف الرسائل |
Evet, ilki 6 ay önce diğeri ise geçen hafta kaybolduğu gece yapılmış. | Open Subtitles | أجل, الأول قبل 6 أشهر و الآخر في الإسبوع الماضي ليلة إختفائها |
Kızlarınız, Judy'nin kaybolduğu gece tartıştığınıza dair ifade vermişler. | Open Subtitles | ابنتيك شهدتا انك و جودي خضتما شجارا في ليلة إختفائها |
Abby'nin kaybolduğu gece klinik müdürümle birlikte muhasebe defterlerini gözden geçiriyordum. | Open Subtitles | في ليلة إختفائها كنت أراجع بعض الحجوزات مع مديرة العيادة |
Abby Campbell'in kaybolduğu gece ile ilgili çok az şey var. | Open Subtitles | هناك شيء قيم في " آبي كامبل " ليلة إختفائها |
Bay Westhoff, Liselle'in kaybolduğu gece birlikte çalıştığınızı söyledi. | Open Subtitles | أخبرنا السيّد (ويستوف) بأنكَ كنتَ تعمل مع (ليزال) ليلة إختفائها |
CeCe bana Alison'ın kaybolduğu gece DiLaurentis'lerin evine uğradığını söyledi. | Open Subtitles | (سيسي)،أخبرتني أنّها توقفت عند منزل (الديليرانتيس) لتتحدّث لـ(آليسون) في ليلة إختفائها |