| Yaprakları sakladım. Onların Bana şans getirmeye devam edeceğinden eminim. | Open Subtitles | لقد احتفظت بالأوراق إنني متأكد أنهم سيجلبون لي الحظ السعيد |
| Yaprakları kurtardım. Eminim onlar Bana şans getirmeye devam edecekler. | Open Subtitles | لقد احتفظت بالأوراق إنني متأكد أنهم سيجلبون لي الحظ السعيد |
| Merhaba. Bugün işteki ilk günüm. Gelip Bana şans dileyecek misin? | Open Subtitles | مرحبا ، انه اليوم الاول لي في العمل هل ستأتي وتتمنى لي الحظ السعيد ؟ |
| Bana şans getirirdi. | Open Subtitles | لقد جلبت لي الحظ السعيد |
| Bize iyi şans getirdi. Daha mutlu bir evlilik hayal bile edemezdim. | Open Subtitles | وجلبت لي الحظ السعيد ، لقد كان زفاف سعيد جداً |
| Bana şans dile. | Open Subtitles | تمنّى لي الحظ السعيد |
| Bana şans dile. | Open Subtitles | تمنّي لي الحظ السعيد |
| - Bana şans dileyin. | Open Subtitles | -تمنّى لي الحظ السعيد |
| Benim için "iyi şans" şeyiydi... | Open Subtitles | أنها واحدة من الأشياء التي تجُلب لي الحظ السعيد |
| Onu taktığım gün, Kennedy vurulmuştu ve o bana hep iyi şans getirdi. | Open Subtitles | لبستها في يوم إغتيال (كيندي) وهي دائماً تجلب لي الحظ السعيد |