Tuvaletlerden olmalı. Başka yere gitsek iyi olur. | Open Subtitles | مؤكد أنها من دورات المياة يجب علينا أن نذهب من هنا |
Tanrım, burası 10 derece daha soğuk olmalı. - Eben. | Open Subtitles | مؤكد أنها منخفضة عشرة درجات هنا - (ـ (إيبين ويلسون |
Gemi bir şeyler hissetmiş olmalı öyle değil mi? | Open Subtitles | السفينة مؤكد أنها أحست بشيء، صحيح؟ |
Doğruluğu çok kesin olmayan ama pek çok insanın anlattığı bir hikaye vardır. | TED | هناك قصة، التي هي ليست مؤكد أنها صحيحة، لكن يرويها الكثير من الناس. |
Ve onun South Salem'den ayrıldığına dair kesin bir kanıt yok. | Open Subtitles | ولم يكن هنالك دليل ، دليل مؤكد أنها قد غادرت جنوب ساليم. |
Acayip yaşIı. Labarotuvar'da falan üretilmiş olmalı. | Open Subtitles | كبيرة جداً مؤكد أنها صنعت في مختبر |
Sahte Louise plan dahilinde olmalı. | Open Subtitles | و "لويز" المزيفة مؤكد أنها كانت جزء من الخطة. |
Kodu, masamdan çalmış olmalı. | Open Subtitles | مؤكد أنها سرقت الرمز من مكتبي. |
Sahte olmalı. | Open Subtitles | مؤكد أنها مزيفة |
Buralarda bir yerlerde olmalı. | Open Subtitles | حسن، مؤكد أنها هنا في مكان ما |
Saklanmış olmalı. Adam'ın büyük babası ölmeden önce büyü yapıp onu saklamış olabilir. | Open Subtitles | مؤكد أنها مخفية مؤكد أن جدَ (آدم) القى تعويذةً عليها |
Orada olmalı. Orada. | Open Subtitles | مؤكد أنها هيَ ،، تلكَ هيَ |
- Tesadüf olmalı. | Open Subtitles | - مؤكد أنها مصادفة |
- Motora takılmış olmalı. | Open Subtitles | - مؤكد أنها علقت حول المحرك |
- Tesadüf olmalı. | Open Subtitles | - مؤكد أنها مصادفة |
Comescu'da olmalı. | Open Subtitles | (مؤكد أنها بحوزةِ (كوميسكو |
kesin olan bir şey var. Onlar ayrılırken büyük bir iz bıraktılar... | Open Subtitles | شيء واحد مؤكد أنها ستكون رحلة طويلة |
Yani buraya yüzerek gelmedikleri kesin. | Open Subtitles | لكن هناك شيء مؤكد أنها لا تعيش هنا |
Boğularak ölmediği kesin. | Open Subtitles | مؤكد أنها لم تخنق |
Ama köle damgası olduğu kesin. | Open Subtitles | لكن مؤكد أنها علامة عبد |
- Koltuklar rezervlidir. - kesin öyledir, evet. | Open Subtitles | المقاعد محجوزة - مؤكد أنها كذلك، نعم - |