Ve gerçekte ne kadar uzağa gitmeleri gerekeceğini bilmiyorlardı, ve atları yüzlerce ve yüzlerce kiloluk eşyayla aşırı yüklemişler. | TED | فلم يكونوا يعرفوا المسافة التي سيذهبون إليها، كما أنهم أرهقوا الخيل بحمل مئات ومئات الأرطال من الأغراض. |
Ve bu çalışma son 20 yılda bunu gösteren yüzlerce çalışmadan sadece bir tanesi. | TED | وهذه ليست إلا واحدة من مئات ومئات الدراسات خلال العشرين سنة الماضية التي برهنت على ذلك. |
Bir sahada 2009, 2011 ve 2012 yıllarında yüzlerce ve yüzlerce nokta yağmalama aşırı artmış. | TED | وفي أحد المواقع، أصبح النهب أسوأ من 2009، 2011، 2012 مئات ومئات الحفر. |
yüzlerce genç cesur ve kahraman insan savaşıp ölür bu ulaşılamayan ve gerçek olmayan şey uğruna. | Open Subtitles | مئات ومئات الأبطال الشباب يقاتلون ويموتون لأجل ذلك الشيء صعب المنال وغير الواقعي. |
Yeni Erkek hakkında yazılmış yüzlerce makale var, ama bu Yeni Erkek gerçekten var mı? | Open Subtitles | هناك مئات ومئات من المقالات مكتوبه عن الرجل الجديد ولكن هل هذا الرجل الجديد متواجد فعلاً؟ |
Burada nesiller boyu, yüzlerce yıldır yaşayan insanları, tüm o hayatları düşünüyorum da Tanrım, çok üzücü. | Open Subtitles | تفكّرين في كلّ الناس الذين عاشوا هنا أجيال بعد أجيال مئات ومئات من السنين كلّ أولئك البشر |
- yüzlerce ve yüzlerce milyon Gravyer, çikolata ve güzel şaraplarla çevrili. | Open Subtitles | مئات ومئات الملايين محاطة بـ شوكولاتة جويار تلك والنبيذ الجيد |
yüzlerce ve yüzlerce yasal kutudan bahsediyoruz. | Open Subtitles | نحنُ نتحدث عن مئات ومئات من الصناديق القانونية |
ilkokul çocuklarına baktığımızda dünyada internete bağlanabilerek çok fayda sağlıyabileceğimiz yüzlerce ve binlerce çocuğa sahibiz. | TED | عندما تنظر الى طالب مدرسة إبتدائية, يوجد هناك مئات ومئات الملايين من الاطفال حول العالم الذين من الممكن ان يستفيدوا بشكل كبير من خلال المقدرة على الربط بالانترنت. |
yüzlerce, evet yüzlerce ton materyal topluyoruz. | TED | نحن نجمع مئات ومئات الأطنان من المواد. |
yüzlerce gece yarısı telefonunu düşün hepsi bu tek fikir üzerine. | Open Subtitles | ولكم أن تتخيلوا مئات ومئات من الموجع مكالمات هاتفية في وقت متأخر من الليل... جميع أنحاء هذه الفكرة واحدة. |
"Her gün yüzlerce uçak geçiyordu." | Open Subtitles | مئات ومئات الطائرات تجئ يومياً |
Ayrıyeten çölün ortasına koyulmasının sebebi; çölün ortasındayken tüm sıra dışı dini geleneklerin kaynaşıp birleştiği Yakın Doğu'nun kaynaşma noktasından yüzlerce kilometre uzakta olacak olmasıdır. | Open Subtitles | وهذا هو أيضا السبب في انه يتم وُضَعه وسط الصحراء لأنه في وسط الصحراء يوجد مئات ومئات من الأميال بعيداً عن بوتقة الشرق الأدنى وهو المكان حيث التقاليد الدينية الرائعة |
Peki yüzlerce ışığı asmak için saatlerce uğraşmaya ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن قضاء ساعات مئات ومئات الاضواء |
yüzlerce küçük konuşmaların küçük koyunlarına yaptığın sorun konuşmaları... | Open Subtitles | مئات ومئات من خطبك القليلة "الاضطراب يهمس" كل خرفانك القليلة |