"ما قرأته" - Translation from Arabic to Turkish

• okuduklarım
• okuduklarıma
• okuduğum kadarını
• okumuştum
• okuduğum kadarıyla

Ama okuduklarım ve sizin hakkınızda duyduklarım, Dr. Arya... başarısızlığı asla kabul etmediğiniz.
ولكن من كل ما قرأته وسمعته عنك ، دكتور إريا . أنك لا تقبل الهزيمة

Şimdiye kadar okuduklarım düzenli, ödemelerini aksatmayacak biri olduğunu gösteriyor.
ما قرأته لغاية الان يشير الى شخصية منظمة من المستبعد ان يتخلف عن الدفعات

Eğer okuduklarım doğruysa, herkesin derhâl bu evi terk etmesi gerekiyor.
اذا كان ما قرأته صحيحا يجب علينا اخراج الجميع من المنزل الان

okuduklarıma ve bugün olanlara bakarsak kesinlikle bir pelerin değildi.
نظراً إلى ما قرأته وإلى أحداث اليوم لم يختفيا بفعل الرداء

Mill Creek Katili hakkında okuduklarıma göre bir sanatçı olduğunu söyleyebilirim.
حسنا من حيث ما قرأته عن قاتل جدول كريك فسأقول انه فنان

Bütün ayrıntıları bilmiyorum ama sadece, gazetede kazayla ilgili okuduğum kadarını biliyorum.
لا أعرف التفاصيل أعرف فقط ما قرأته فى الجريدة عن الحادث

Bakın, ben sadece gazetede okuduğum kadarını biliyorum.
أنظر، كل ما أعرفه هو ما قرأته في الاوراق

Eskiden bunları toplarmışsın diye okumuştum?
أهو صحيح ما قرأته, أنك إعتدت على تركيبهم؟

Popüler olmak pek iyi değil zaten. Kitaplardan okuduğum kadarıyla.
كونك مشهورة ليس عظيماًَ جداً أم ذلك ما قرأته في الكتب

Acaba okuduklarım doğru mu?
اسمعوا هل صحيح ما قرأته أنهم يستخدمون السكاكين

Neferu hakkında okuduklarım doğruysa başına gelenleri haketmiş.
اذا كان ما قرأته عن نيفرو صحيح فنه يستحق ما حصل له

Hayır, hikayeni bilmiyorum, dostum. Tek bildiğim okuduklarım.
كلا لااعرف قصتك كل ما اعرفه هو ما قرأته

Sadece gazeteden okuduklarım aklımda.
فقط ما قرأته في الصحف

Sadece gazetelerde okuduklarım.
فقط ما قرأته بالصحف

okuduklarıma göre, gelişigüzel oluyormuş.
و بحسب ما قرأته فإن هذا الأشياء عشوائية تماماً

Affedersiniz, bayım ama burada okuduklarıma dayanarak diyebilirim ki söylediklerin tümüyle saçmalık, tamam mı?
آسف ، مسيو ولكن بناء على ما قرأته هنا هذا هراء بالكامل

Sadece gazetelerde okuduğum kadarını.
- لا شيء - فقط , ما قرأته في الصحف

- Sadece okuduğum kadarını biliyorum.
أنا فقط أعلم ما قرأته.

Ben bunu onkoloji ihtisasımın üçüncü yılında okumuştum.
هذا ما قرأته في سنتي الثالثة في علم الأورام

- Kitaplarda okuduğum kadarıyla.
ـ فقط ما قرأته في الكتب