Cyril ve mühendis ekibimizin yaptığı şey, bu bağlantıları bulmaya çalışmak ve bunların birkaçını görselleştirmek. | TED | ما قام به سيريل وفريقنا من المهندسين هو محاولة إيجاد هذه الصلات وتصوّر البعض من هذه. |
Sevecek birini bulmaya çalışmak bence cesurca bir şey. | Open Subtitles | محاولة إيجاد من تحب؟ أعتقد أنه أمر شجاع للغاية |
Konuşacak bir şeyler bulmaya çalışmaya bile yeltenmiyorum. | Open Subtitles | لا تجعليني اتحدث عن محاولة إيجاد أمر لنتحدث عنه |
Bu ikisinin arasındaki bağlantıyı bulmaya çalışmaya döndük. | Open Subtitles | سنعود إلى محاولة إيجاد صلة بين هذين الرجلين |
Burada yaptığımız şey babamı bulmaya çalışmaktan çok daha önemli. | Open Subtitles | وجودنا هنا أكثر أهمية من محاولة إيجاد أبي |
Bir tedavi bulmaya çalışmaktan vazgeçmedim. | Open Subtitles | لم أستسلم أبدا ...في محاولة إيجاد علاج |
Altın aramak ve başka bir altın madeni bulmak için vaktimi ve paramı boşa harcamayacağım. | Open Subtitles | أننى لن أذهب للتنقيب مرة آخرى مضيعة للوقت والمال فى محاولة إيجاد منجم ذهب آخر |
Sanattan uzak geçen üç yılımı düşündüğümde, hayallerimden uzakta, hayatı akışına bırakmış halim, hayallerime devam etmek için farklı bir yol bulmaya çalışmak yerine sadece bıraktım, vazgeçtim. | TED | عندما أتذكر الثلاث سنوات التي قضيتها بعيداً عن الفن بعيداً عن حلمي و بدلاً من محاولة إيجاد طريقة مختلفة لمواصلة هذا الحلم قمت فقط بالإستسلام. |
Tek yapabileceğim bununla yaşamanın bir yolunu bulmaya çalışmak. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني هو... محاولة إيجاد سبيل للتعايش مع بلواي. |
Kare bulmaca doldurduğunuzda veya bir sihir şovu izlediğinizde, bir çözücü olursunuz. Ve amacınız, kaostaki düzeni bulmaya çalışmak. Çözmeniz gereken kaos, siyah-beyaz bulmaca karelerindeki, bir çanta dolusu Scrabble taşlarındaki veya karılmış bir paket oyun kartlarındaki kaos olabilir. | TED | عندما تقوم بحل الكلمات المتقاطعة أو تشاهد عرضًا لألعاب الخفة، تصبح موجدا للحل ويصبح هدفك هو محاولة إيجاد الترتيب انطلاقا من الفوضى، فوضى كتلك الموجودة في شبكة الكلمات المتقاطعة أو حقيبة مليئة بمكعبات السكرابل المخلوطة أو مجموعة من أوراق اللعب المخلوطة. |
Ama bu bir Allah vergisi. Erkekler hayatlarının yarısını bunu bulmak için harcarlar. | Open Subtitles | يقضي الناس نصف أعمارهم في محاولة إيجاد شيء كهذا |
Bu yüzden son dört saatimi bunu izni olmadan yapabileceğimiz yasal bir yol bulmak için harcadım. | Open Subtitles | لهذا قضيتُ آخر 4 ساعات في محاولة إيجاد طريقة قانونيّة للقيام بها دون موافقتها |